Okuma ve yazma iletişimde ne kadar önemli bir yer tutuyor, biliyor musun?
Okuma ve yazma, iletişimin önemli bir parçasıdır ve hayati bir değeri vardır.
Ancak bazı kişiler için okuma, yazma ve kelimeleri hatırlama gibi önemli becerileri herkes gibi yerine getiremezler. Bu noktada devreye disleksi nedir sorusu girer.
Bu öğrenme bozukluğu karşımıza iletişime ket vuran en yaygın sorunlardan biri olarak çıkmaktadır.
Disleksiden mustarip kişiler okuma ve yazma gibi dil becerilerinde sorunlar yaşar ve bu nedenle günlük hayatlarında dahi güçlük çekebilirler.
Bu nedenle disleksi nedir, nasıl ortaya çıkar, farklı yaş gruplarında belirtileri nasıldır ve tedavi süreci nasıl olmalı gibi pek çok soruya yazımızda yer verdik.
Disleksi hakkında merak ettiğin soruların yanıtlarını Terappin ailesi olarak sana vermek için bu yazımızı derledik. Eğer hazırsan başlayalım mı?
Disleksi ya da diğer adıyla öğrenme güçlüğü, bir zeka geriliği belirtisi değildir. Zekası normal ya da normalin üstünde olan kişilerde;
Okuma
Yazma
Matematik
Kendini ifade etme
Düşünme
Zaman ve mekanda yönelme
Alanlarından birini ya da birkaçını güçleştiren özel bir öğrenme güçlüğüdür.
Bu durum konuşma seslerini tanımlama ve bunların harfler ve kelimelerle nasıl ilişkili olduğunu öğrenme (kod çözme) nedeniyle okuma güçlüğünü içeren bir öğrenme bozukluğudur. Disleksi, beynin dili işleyen alanlarını etkiler. Ancak dislektik olan kişiler genellikle yaratıcı düşünme ve problem çözme gibi diğer alanlarda iyi becerilere sahiptir.
Okuma güçlüğü olan kişiler normal zekaya sahiptir ve genellikle normal görüşe de sahiptir. Dislektik çocukların çoğu özel ders veya özel eğitim programı ile okulda başarılı olabilir. Duygusal destek de önemli bir rol oynar.
Bu öğrenme bozukluğu için bir tedavi olmamasına rağmen, erken değerlendirme ve müdahale en iyi sonucu verir. Bazen okuma güçlüğü yıllarca teşhis edilmez ve yetişkinliğe kadar tanınmaz, ancak yardım istemek için asla geç değildir.
Disleksi olan birey genellikle DEHB yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yatkınlığı da gösterir. O nedenle, dikkat eksikliği olduğunu düşünüyorsan “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ile Yaşamak | Belirtileri Nelerdir?” başlıklı yazımızı okunmanı tavsiye ediyoruz.
Disleksi kelimesi, Yunanca kökenli bir terimdir. "Dys" (dificulty, zorluk) ve "lexis" (kelime) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Bu terim, "kelime zorluğu" veya "okuma ve yazma zorluğu" anlamına gelmektedir. Disleksi, kelimelerin veya harflerin okunması, yazılması ve işlenmesinde yaşanan zorlukları ifade etmek için kullanılan bir terimdir.
Bu öğrenme güçlüğünün belirtileri genellikle bir çocuk okula başladığında ve okuma yazma öğrenmeye daha fazla odaklanmaya başladığında ortaya çıkar.
En erken gözlemlenebilecek disleksi belirtileri, çocukların bilinçli bir şekilde ses çıkarmayı öğrendikleri 1-2 yaşında ortaya çıkabilir. 15 aylıkken ilk kelimelerini söyleyemeyen veya 2 yaşına kadar ilk cümlelerini kuramayan çocukların, disleksi geliştirme risklerinin bulunduğu söylenebilir.
Aşağıda belirtilen disleksi belirtileri, kişilerin farklı yaşlarda nasıl semptomlar gösterebileceğine dair fikir verebilir:
5 yaşından önce:
Alfabenin harflerini öğrenmekte zorluk yaşaması
Kendi ismindeki harfleri gördüğünde hatırlamaması
Basit, tanıdık sözcükleri seslendirmekte zorluk çekmesi
Harfleri ve sesleri arasındaki bağlantıyı kuramaması
Çocuk şarkılarını, tekerlemeleri tanımakta veya ezberlemekte sorun yaşaması
Okul öncesi dönemde disleksi geliştiren bir çocuğu ayırt etmek ve ona özel yaklaşım belirlemek önemlidir. O nedenle belirtiler takip edilmeli ve bir uzman desteği ile süreç yönetilmelidir.
Anaokulu ve 1. sınıf döneminde:
Kelimelerin seslere ayrıldığını anlayamaması
Ebeveynlerde veya kardeşlerde okuma problemi olması
Okurken zorlanması ve okumaktan kaçınmaya çalışması
Tek heceli, basit sözcükleri seslendirirken zorluk yaşaması
Okumayı öğrenirken yavaş olması
2.sınıftan 8.sınıf dönemine:
Okuldaki okuma saatlerine karşı gelmeye çalışması
Yavaş ve garip bir şekilde okuması
Okurken çok fazla -ıı, -ee gibi sesler çıkarması
Kötü, dağınık bir el yazısı olması
Ortalama bir zeka seviyesine sahip olmasına karşın ortalamanın altında bir okuma seviyesine, hızına sahip olması
İsimleri ve tarihleri hatırlamakta güçlük çekmesi
Alışkın olmadığı kelimeleri telaffuz ederken zorlanması
Yüksek sesle okuma yapma konusunda güvensiz hissetmesi
Lise ve üniversite dönemlerinde:
Okumaktan keyif almaması
İsimleri ve yerleri sık sık yanlış telaffuz etmesi
Konuşurken duraksamak, tereddüt etmesi
Okurken çok fazla -ıı, -ee gibi sesler çıkarması
Yüksek sesle okuma yapmaktan çekinmesi
Çoktan seçmeli testlerde, sınavlarda zorlanması
Kısıtlı kelime dağarcığına sahip olması
Yetişkinlik döneminde:
Okumayı sıkıcı, yorucu bir süreç olarak değerlendirmesi
Okuyabilmesine karşın diğer kişilerden daha çok çaba sarf etmek durumunda kalması
Keyif için okumaktan zevk almaması
Ezberleme ve tekrarlama konusunda sıkıntı yaşaması
Okunulan şeyin özeti çıkarılırken zorlanması
Şakaları, kelime oyunlarını anlamakta güçlük çekmesi
Zaman yönetiminde zorlanması
Matematikte zorlanması
Sonuç olarak disleksi nedir sorusu farklı yaş grupları arasında farklı yanıtlara sahiptir.
Yukarıda da belirtildiği gibi kelime anlamı olarak kısaca kelimeleri okumada yaşanan güçlük olarak tanımlanabilir. Disleksi geliştiren bir bireyin, özel eğitim imkanlarına erişmesi önemlidir. Özel eğitim bireylerin topluma daha kolay adapte olmalarını sağlar. Okul öncesi eğitimle başlayan bu süreç, hayat boyu devam ettirilmeli ve bireyin toplumla adaptasyonunun önü açılmalıdır.
Bu okuma güçlüğü, aile üyelerinden genle geçme eğilimindedir. Ayrıca, beynin okuma ve dili nasıl işlediğini etkileyen belirli genlerin yanı sıra çevredeki risk faktörlerine bağlı gibi görünmektedir. Öğrenme güçlüğü risk faktörleri nelerdir?
Okuma güçlüğü risk faktörleri şunları içerir:
Ailede disleksi veya diğer öğrenme güçlükleri öyküsü
Erken doğum veya az kiloyla doğmuş olmak
Hamilelik sırasında nikotin, uyuşturucu, alkol veya fetüste beyin gelişimini değiştirebilecek enfeksiyona maruz kalma
Beynin okumayı sağlayan bölümlerindeki bireysel farklılıklar
Disleksi öğrenme güçlüğünün dört farklı türü bulunmaktadır. Bu çeşitleri; fonolojik, yüzeysel, hızlı adlandırma açığı ve çift eksikliği olarak senin için aşağıda sıraladık.
Fonolojik: Buna disfonetik veya işitsel güçlük de denir. Bu tip zorluğu olan kişiler, tek tek harflerin ve hecelerin seslerini işlemekte güçlük çekerler ve bunları yazılı formlarla eşleştiremezler.
Yüzeysel: Buna diseidetik veya görsel algı bozukluğu da denir. Bu tip zorluk, muhtemelen görme sorunlarından veya beyindeki görsel işleme güçlüklerinden kaynaklanan, tüm kelimeleri tanıma zorluğu ile kendini gösterir. Kelimeleri tanımakta güçlük çeken bu kişiler kelimeleri öğrenmekte ve ezberlemekte zorlanabilirler.
Hızlı Adlandırma Açığı: Kişi bir harf, sayı, renk veya nesneyi hızlı ve otomatik olarak adlandırmakta zorlanır. İşlem hızı düşüktür ve bunları adlandırmak zaman alır.
Çift Eksikliği: Çift eksikliği olan kişi hem fonolojik süreçte hem de adlandırma hızında eksiklikler gösterir. En zayıf okuyucuların çoğu bu kategoriye girer.
Disleksinin teşhisi, tek bir testten ziyade birden çok faktörün dikkate alınması ile koyulabilir. Bu faktörleri senin için listeledik:
Çocuğun Gelişimsel, Eğitimsel ve Tıbbi Geçmişi: Bu geçmiş bilgiler için doktor ebeveyne, ailede disleksi geçmişi olup olmadığı sorusu dahil pek çok soru yönelterek çocuğun disleksi riskini anlamaya çalışacaktır.
Anket Formları: Doktor, çocuğa, ebeveynlere ve öğretmenlere doldurmaları için bazı soru formları verebilir ve yanıtları da değerlendirmeye dâhil edebilir. Ayrıca, çocuğa dil becerilerini ölçen testler de uygulayabilir.
Görme, İşitme ve Nörolojik Testler: Bu testler, disleksinin altında yatan veya disleksiye neden olan başka bir rahatsızlık olup olmadığını anlamak için doktor tarafından istenebilir.
Psikolojik Değerlendirme: Doktor, ebeveynlere ve çocuğa psikolojik bir değerlendirme yapabilir. Bunun sebebi, kaygı ve depresyon gibi etmenlerin çocuğun dil becerilerinde ne kadar etkisi olduğunu saptamak içindir.
Okuma ve Akademik Beceri Testleri: Çocuğa bir dizi dil becerilerini ölçen test uygulanıp bu test sonuçlarının bir okuma uzmanı tarafından değerlendirilmesi de istenebilir.
Disleksi tanısı, uzmanın uygun gördüğü yöntemler kullanılarak çocuğun gelişimi gözlemlendikten sonra konur. Disleksi şüpheniz varsa, bu konuda uzmanlaşmış bir psikolog ile çalışmanız gerekir. Disleksi tanısı için gereken tanı kriterlerini tam olarak uygulayan bir uzman, disleksi ile mücadelede size düşündüğünüzden çok daha fazlasını sunabilir.
Disleksi tedavisinin bilinen ve kesin bir reçetesi yoktur. Bunun yerine kişinin ihtiyaçlarına göre düzenlenen bir dizi müdahaleden oluşur. Bu müdahaleler kişinin yetkin bir okuyucu olmasını hedefler. Bu noktada sosyal destek de önemli bir yer tutar.
Aşağıda disleksik bir bireye tedavi amaçlı uygulanabilecek yöntemler sıralanmıştır:
Eğitim Teknikleri
Öğretmenler işitme, görme ve dokunma gibi birden çok duyu organını sürece dâhil ederek öğretme tekniğini kullanabilirler. Örneğin, bir dersin kaydını öğrenciye dinletmek ve öğrencinin kullanılan harflerin şeklini parmakla takip etmesi bilgilerin daha kolay işlenmesine yardımcı olabilir.
Eğer imkân varsa, bir okuma uzmanıyla özel ders seansları yapmak, disleksisi olan birçok çocuk için faydalıdır. Disleksinin ne kadar ileri seviyede olduğuna ve öğrencinin dil becerilerini ne denli etkilediğine de bakarak ders saatlerinin sıklığı okuma uzmanı ile birlikte belirlenebilir.
Erken Tedavi
Anaokulunda veya birinci sınıfta fazladan yardım alan disleksi öğrenme güçlüğüne sahip çocuklar genellikle okuma becerilerini ilkokul ve lisede başarılı olacak kadar geliştirebilirler.
Ancak yardım almayan öğrenciler ileride daha fazla zorluk çeker. Bu nedenle akademik açıdan geride kalma riskleri daha fazla olur ve akranlarına yetişmeleri mümkün olmayabilir. Eğitim hayatı düşünülerek özel eğitim programları tercih edilmesi gerekebilir.
Bu nedenle erken teşhis ve tedavi çocuğun ileride yetkin bir şekilde iletişim kurabilmesi için en önemli etkendir ve göz ardı edilmemelidir.
Disleksi teşhisi ile en çok karşılaşılan dönem çocukluk dönemidir. Toplum içinde tahmin ettiğimizden de daha yaygın olabilen bu durum, erken teşhis ve gerekli desteğin gösterilmesi halinde, etkili bir tedavi yolu sağlar. Bununla beraber disleksi belirtileri hayat boyu süren, destek gerektiren ve yönetilmesi gereken bir öğrenme engeli olarak görülmektedir.
Bir ebeveyn olarak disleksik çocuğuna gerekli desteği sunabilmen için sana birkaç fikir sunmak istiyoruz. Bunlar aşağıda sıralanmıştır:
Çocuğun ile birlikte her gün düzenli olarak yapacağınız okuma çalışmaları, onun kabiliyetlerini geliştirerek öğrenmeye daha çok yakınlaşmasını sağlayacaktır. Paylaşılan bu deneyim, aynı zamanda çocuğunun güven duygusunu inşa ederken, yapacağı bireysel okumalar konusunda da kendisine cesaret verebilir.
Disleksi olan çocukların yaşadıkları okuma güçlüğünün onların özgüveni üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğinden bahsetmiştik. Kendini akranları ile kıyasladığında kendinden beklediği performansı gösterememesi onun için cesaret kırıcı olabilir. Buna karşın çocuğunun yaşadığı zorluklar yerine gösterdiği gelişimi dile getirerek onu takdir etmen, öğrenme üzerinde olumlu bir etki sağlayabilmektedir.
Destekleyici, rahat hissedeceği ve yargılanmayacağını bildiği bir ortamda bulunmak, özellikle öğrenme güçlüğü çeken bir çocuk için çok önemlidir. Güvenli ortamdan bahsederken, aynı zamanda senin ve çocuğunun gelişimine katlı sağlayıp onun iletişimde bulunan diğer kişilerin sabırlı tutumunun da bu kavrama dâhil olduğunu belirtmeliyiz.
Kitaplarda çokça bulunan, kişilerin gördüğü zaman tanıdıkları bazı sözcükler vardır. Genellikle tek heceli bu sözcükleri direkt olarak algılamak, okuma becerilerini geliştirmek adına önemlidir. Disleksi belirtilerini gösteren kişiler için bu sözcükleri öğrenmek biraz daha zor olabilmektedir. Okuma konusundaki alışkanlıkların yapıtaşı niteliğindeki bu sözcükleri çocuğunun eğitim programına eklemek, ilerlemelerine katkıda bulunmanı sağlayacak iyi bir ipucu olabilir.
Uykunun öğrenme ve gelişim sürecindeki önemi herkesçe bilinir. Bununla birlikte, disleksi belirtileri gösteren çocukların uykuya geç dalma veya uyku apnesi gibi uyku bozuklukları geliştirme riski taşıdıkları görülmektedir.
Uyku düzeni oluşturmak, uykudan önce elektronik aletlerden uzak durmak, dinlenmeye uygun bir ortam hazırlamak onu bu konuda desteklemeni sağlayacaktır. İdeal uyku süresi ise çocuğun yaşına göre değişkenlik gösterebilmektedir. 5 ila 13 yaş aralığındaki çocukların günde 9-12 saat uyuması gerekirken, 13 ila 18 yaş aralığındaki gençlerin en az 8-10 saat uyumaları gerekmektedir.
Uluslararası Disleksi Derneği (International Dyslexia Association) ’ne göre, tatil dönemlerinde çocuğunun akademik başarısı ile ilgilenecek bir öğretmen ile çalışmak, onun gelecek yıla daha hazır başlamasını sağlayacaktır. Bu sayede çocuğunun özel ihtiyaçlarına odaklanılmak daha kolay olacaktır.
Çocuklarda Disleksi, Türkiye Disleksi Vakfı (TUDIV), 2022
Dyslexia, NHS, 2022
Dyslexia: Diagnosis & Treatment, Mayo Clinic, 2022
Dyslexia: Symptoms & Causes, Mayo Clinic, 2022
Dyslexia Basics, The International Dyslexia Association (IDA), 2020
Sana en uygun online psikolog ile eşleşmek için testi çöz
BAŞLAİlk seansın %15 indirimli
Kod: BASLA15Terapine Şimdi Başla
Terapistleri GörüntüleTerappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.