Yazan: Terappin | 19 Aralık 2022 tarihinde yayınlandı. 13 Ocak 2023 tarihinde güncellendi.
Bipolar bozukluk (yaygın bilinen diğer adlarıyla manik depresyon, iki uçlu bozukluk), genellikle semptomları ilk kez çocukluk çağında veya 20-25 yaş aralığında görülen, bireyin gündelik yaşamını tamamen olumsuz etkileyecek yoğun ruh hali değişikliklerine neden olan kronik bir rahatsızlıktır. Mani (taşkınlık) ve depresyon (çökkünlük) olmak üzere iki ayrı atak çeşidi bulunan ve bu ataklara bağlı olarak bireyin farklı zamanlarda aşırıya kaçacak değişkenlikte mutlu veya mutsuz olmasına yol açan bipolar bozukluğun toplumun %2 ila %3’lük bir diliminde gözlemlendiği bilinmektedir. Bu yüzde içerisinde, kadın ve erkek eşit paya sahiptir. Öte yandan, bipolar bozukluk ve genetik etmenler arasında da azımsanamayacak bir ilişki mevcuttur. Bu da bipolar bozukluğun genetik kaynaklı da ortaya çıkabileceğinin kanıtıdır. Bipolar bozukluğun mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Bir ya da birden fazla tedavi yöntemine başvurularak bipolar bozukluğun bireyin yaşamında yaratacağı ciddi düzeyde olumsuz etkilerin minimuma indirilmesi mümkündür. Bu yazımızda sizlere bipolar bozukluk tedavisinden bahsedeceğiz. Aşağıdaki sorulara vereceğimiz yanıtlar sayesinde bipolar bozukluk tedavisinin tüm detaylarını keşfediyor olacaksınız:
Bipolar Bozukluk Tedavisi Nedir?
Bipolar Bozukluk Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Bipolar Bozukluk Tedavisi Hastanede Mi Gerçekleşir?
Bipolar Bozukluk Terapisi Nedir?
Bipolar Bozukluk Terapisinin Amacı Nedir?
Bipolar Bozukluğu Neler Tetikler?
-Bazı Tetikleyici Örnekleri-
Bipolar Bozukluk Tedavisi ve Sosyal Hayat
Bipolar Bozukluk Tedavisi ve Hamilelik
Bipolar bozukluk tedavisi, bipolar bozukluk tanısı konmuş bireylerin mani ve depresif atak sayısınını en aza indirgemeyi ve bu sayede bireylerin olabildiğince stabil bir yaşam sürmesine zemin hazırlamayı hedefleyen bir tedavidir. Bipolar bozukluk tedavisi denildiğinde, akla tek bir yöntem gelmemelidir; çünkü bipolar bozukluk tedavisinin çeşitli yöntemleri vardır. Bu yöntemlerin hangisinin ya da hangilerinin kişiye uygulanacağı ise uzmanların kararına bağlıdır. Bu yöntemler:
şeklinde sıralanabilir. Bipolar bozukluk tedavisi gören bireylerde atak sürelerinin 3 aya kadar düştüğü gözlemlenmektedir.
Önemli Not: Aynı anda birden fazla tedavi yöntemini kullanmak mümkündür. Bunun en bariz örneği bipolar bozukluk terapisi ve atak önleyen ilaç tedavisi maddeleridir. O maddelerde de bahsettiğimiz gibi, terapi ve ilaç tedavisinin beraber götürülmesi ideal olan olarak kabul görmektedir. Bu maddelerin yanı sıra, diğer maddelerde bahsi geçen yöntemler de bir arada uygulanabilir.
Bipolar bozukluk tedavisi gerçekleşmediği takdirde:
Her iki atak türünün de yukarıda bahsedilen sürelere yayılması; yalnızca bireyin kendisini değil, bireyin yaşamına dahil olan herkesi ve her şeyi fazlasıyla olumsuz etkileyerek yaşamı çekilmez kılacaktır.
Bipolar Bozukluk Tedavisi Hastanede Mi Gerçekleşir?
Bipolar bozukluk tedavisi, çoğunlukla hastaneye yatmayı gerektirmez. Örnek vermek gerekirse, birey; bipolar bozukluk tedavisi kapsamında alacağı bipolar bozukluk terapisini hastaneye yatarak almak zorunda değildir; fakat bazı durumlarda, bu hastaneye yatmama zorunluluğu değişir. Ağır semptomlar gösteren veya kendisine ve çevresine zarar verme potansiyeli olan bireylerin hastaneye yatması ve tedavisine hastanede devam etmesi istenebilir. Bazı durumlarda ise bireyin yine hastaneye gelmesi beklenir; ama hastanede kalması beklenmez. Kişi, örneğin bipolar bozukluk terapisi alıyorsa, bu terapiyi hastanede alır ve akşam tekrar evine döner.
Daha önce, bipolar bozukluk terapisinin farklılık gösterebileceğini söylemiştik. Yani, bipolar bozukluk terapisi denildiğinde akla birbirinden farklı psikolojik tedavi yöntemleri gelmesi gerektiğini vurgulamıştık. Bipolar bozukluk terapisi kapsamına giren psikolojik tedavi yöntemleri şunlardır:
Terapistin uygun gördüğü süre boyunca ve sıklıkta gerçekleşen bipolar bozukluk terapisi, kişinin psikolojik sağlığını iyileştiren yönüyle yaşam kalitesinin de artmasını sağlar.
Bipolar bozukluk terapisinin amaçları şunlardır:
Mani ve depresif atakları tetikleyen faktörlerin olabileceğinden önceden de bahsetmiştik. Aynı şekilde, kişiye bağlı olarak farklılık gösterebilecek bu tetikleyiciler hakkında bilinçlenilebileceğini de belirtmiştik. Peki, nedir bu tetikleyicileri fark edebilmenin yolu? Bunun en iyi yolu, profesyonel biriyle tetikleyiciler hakkında konuşmak, fikir alışverişi yapmaktır. Kendinize ve rahatsızlığınıza dair vereceğiniz detaylar sayesinde uzman kişi tarafından mani ve depresyon ataklarını sizin özelinizde tetikleyen etmenlerin neler olduğunu öğrenmeniz mümkündür. Bu tetikleyicileri tanımak, öğrenmek atakların önüne geçme gücünü size verir mi? Maalesef hayır; fakat zamanında müdahale gücünü verir ki bu da çok önemlidir. Bu sayede ataklara anında müdahale edebilir, atak süresini minimuma indirebilirsiniz. Bu müdahaleler de tabii ki profesyoneller tarafından gerçekleşir. Bipolar bozukluk terapi sıklığının artırılması, mevcutta kullanılan ilaçlara yenilerinin eklenmesi ya da ilaçların tamamen değiştirilmesi, ilaç kullanmayan bir kişinin ilaç tedavisine başlaması vb. yönlendirmeler; yapılabilecek müdahalelere örnektir.
Her ne kadar tetikleyiciler kişiden kişiye değişkenlik gösterse de sıkça karşılaşılan bazı tetikleyicileri örnek olarak vermek, tetikleyici dediğimizde nasıl bir şey kastettiğimizi somutlaştırmak istiyoruz. Bu sayede tetikleyici kavramını daha kolay kavrayacağınıza inanıyoruz. İşte bazı tetikleyiciler:
Bipolar bozukluğun kendisi, özellikle de tedavi edilmediği takdirde, bireyin sosyal hayatını kökünden bitirecek düzeye gelebilir; ancak bipolar bozukluk tedavisinin sosyal hayata böyle bir darbe vurması söz konusu değildir. Bipolar bozukluğa sahip ve tedaviyi kabul etmiş bireylerin sosyal hayatlarının ilerleyişinde genellikle bipolar bozukluğun herhangi bir engel teşkil ettiği görülmez. Örneğin, bipolar bozukluğa sahip bireylerin %80’ni iş hayatına adaptasyonda ve iş hayatını sürdürmede herhangi bir problem yaşamadığı bilinmektedir.
Bipolar bozukluğa sahip kadınlarda, bipolar bozukluk tedavisi büyük bir soru işaretidir; çünkü tedaviyi kabul etmek, tedavi kapsamında verilen tavsiyeleri harfiyen uygulamayı gerektirir. Bu tavsiyelerin arasında ilaç tedavisi olduğu takdirde, işler değişmektedir. Hamilelik dönemindeki kadınlarda bu endişeye sıkça rastlanır. Bunun haklı bir endişe olduğunu kesinlikle kabul ediyoruz; çünkü gerçekten de bazı ilaçların hamilelikte kullanılmasının riskli olduğu biliniyor. Bu nedenle hamilelikte bipolar bozukluk tedavisi konusuna özellikle değinmek istiyoruz. Evet, bipolar bozukluğun mutlaka tedavi edilmesi gerekmekte; ancak söz konusu tedavinin hamileliği riske atması da kabul edilebilir bir şey değil. Az evvel de belirttiğimiz gibi, bazı ilaçlar; bipolar bozukluk tedavisinde etkili olsa da düzenli kullanımda hamileliği tehlikeye atma potansiyeline sahip. Bu ilaçların hangileri olduğunu uzmanlarla görüşerek öğrenmeniz en doğrusu olacaktır. Öte yandan dikkat edilmesi gereken iki ayrı nokta daha var. Birincisi, hamile kalmadan önce düzenli kullanılan ilaçlar. Hamile kalmadan önce bipolar bozukluk tedavisine başladıysanız ve bu kapsamda rutinleşmiş bir ilaç kullanım durumunuz mevcutsa, doktorunuza danışmadan kesinlikle ilaç almayı bırakmamanız gerekir. Burada doktorunuz ne derse onu uygulamanız en doğrusu olacaktır. İkincisi ise hamilelik sonrası ilaç kullanımı. Doğum gerçekleştikten sonra ilaç kullanmaya başlamak ya da tekrar başlamak, doktorunuzun vermesi gereken bir karardır; çünkü ilaç kullanımı emzirme deneyiminizi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, hamilelik şüphesi taşıdığınız veya hamile olduğunuzu öğrendiğiniz andan itibaren uzmanlarla tedavinize yönelik tüm detayları paylaşmanız, onların önerilerine kulak vermeniz faydalı olacaktır.
Terappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.