Depresyon, kişide çökkün bir duygu durum ve günlük yaşam faaliyetlerinde azalma ile karakterize ve bireyi davranışsal, bilişsel, duygusal ve fizyolojik pek çok farklı alanda etkileyen, toplumda oldukça yaygın bir psikolojik rahatsızlıktır (Başoğul & Buldukoğlu, 2014; Doğan, 2001).
Genel itibariyle kişide umutsuzluk, mutsuzluk, anhedoni (haz ve keyif eksikliği), uyku ve iştah düzeninde bozulma gibi durumlara yol açar ve bu anlamda kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiler (Ribeiro vd., 2017). Dolayısıyla, bu noktada depresyonun tedavi edilmesi ve psikoterapi oldukça önemlidir. Pek çok farklı terapi ekolü ve perspektifinden depresyon tedavisine dair çeşitli yaklaşımlar mevcuttur.
Bu yazımızda Psikodinamik Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi ve Bağlanma Temelli Terapi olmak üzere 3 farklı terapi yönteminden depresyonu ele alacağız.
Freud'un adını psikolojiye ilgisi olan birçok kişi duymuş olabilir. Freud'un öncülük ettiği Psikodinamik Terapi yaklaşımı temelini kişinin psikolojik dinamiklerinden, geçmişinden ve bilinçdışından alır (Onur, 2018). Bu terapi yönteminde kişinin rüyaları, çocukluk yaşantıları ve ilk ilişkileri, farkında olmadığı bilinçdışı yargı ve ihtiyaçları terapide temel alınır. Yeni kullanımıyla "bilinçdışı", toplumda bilinen ve kullanılan adıyla "bilinçaltı" psikodinamik terapide oldukça önemli bir kavramdır.
Büyük bir buz dağını gözümüzde canlandırırsak görünen kısmını bilincimiz ve farkında olduğumuz davranış ve düşüncelerimize, suyun altında kalan buz kütlesini ise bilinçdışımıza örnek gösterebiliriz. Bilinçdışında tıpkı suyun altındaki buz kütlesi gibi derinlere ittiğimiz ve göremediğimiz, farkında olmadığımız bastırılmış çatışma ve içgüdülerimiz vardır. İşte bu kısmı anlamak, bilince getirmek ve fark etmenin çözümü getireceğine inanılır.
Psikodinamik terapi depresyonu bilinçdışındaki bir öfke ve çatışmanın sonucunda ortaya çıkmış bir durum olarak ele alır (Başoğul & Buldukoğlu, 2014). Kişinin yaşamındaki önemli birine karşı hem sevgi hem de öfke hissedip, duyduğu bu öfkeden suçluluk duyarak bu duyguları kendisine yöneltebileceği savunulur. Böylece bu kişiye değil kendisine öfkelenir ve yüklenir, kendisini mutsuzluğa sürükleyerek depresyona girebilir. Benzer şekilde, kişinin kendiyle özdeşim kurduğu dışsal bir nesnenin kaybı da öfkeye ve kaybedilen nesneyle özdeşleştirdiği için kişinin kendine yönelik yıkıcı davranışlarına, bunun sonucunda da depresyonuna neden olabilir (Ribeiro vd., 2017). Bilinçdışındaki bu çatışmaların ve öfkenin terapide çözümlenmesi ile depresyon tedavisi ele alınır.
Bilişsel Davranışçı Terapi belli yaşam deneyimlerimiz sonucu öğrendiğimiz birtakım düşünce sistemleri ve yapılarını vurgular ve probleme neden olan işlevsiz tutumları, davranışları ve düşünme biçimlerini anlayarak değiştirmeyi amaçlar (Beck vd., 1987; Reinecke vd., 1998). Bu düşünce yapılarına dayalı aklımıza bazı olumsuz otomatik düşünceler geldiğini açıklar. Bu düşünceler kişiyi negatif etkileyerek, mevcut problemin devam etmesini besler. Düşünceler ve kişinin davranışlarının karşılıklı etkileşim içinde olduğu savunulur. Böylece Bilişsel Davranışçı Terapi tedavi yöntemi olarak danışanların kendileri, diğerleri ve çeşitli olay ve durumlara dair inançlarına, anlamlandırma biçimlerine müdahale eder, kişinin çeşitli davranış değişiklikleri ile de bunu destekler (Leichsenring vd., 2006). Bu terapi yöntemine göre depresyonun ele alınması da benzer şekilde yapılmaktadır. Olumsuz düşünce ve duyguların değiştirilmesi, bunlara bağlı azalan davranış motivasyonunun arttırılarak kişinin gelişimine ve iyi oluşuna katkı sağlayacak düşünce ve davranışların kazanılması terapinin temel yöntemidir.
Bağlanma Temelli Terapi yöntemi Bowlby'nin "Bağlanma Teorisi" açıklamalarına dayanmaktadır. Bowlby'nin bağlanma teorisi, bir çocuğun psikolojik olarak sağlıklı büyüyebilmek için annesi veya diğer ilk bakımvereni olan kişi ile sıcak, şefkatli ve düzenli bir ilişkiye ihtiyacı olduğunu savunur (Bretherton, 1992). Çocuklarda zayıf ve sağlıksız bağlanma örüntüleri, kişilik gelişimi ve sosyal etkileşimlerde birçok soruna yol açabilmektedir (Pearson vd., 1993). Mary Ainsworth tarafından 3 temel bağlanma türü tanımlanmıştır: güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma ve korkulu-kaçıngan bağlanma. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:
Sağlıklı gelişmiş bir bağlanma türü olduğunu söyleyebiliriz. Çocuk ihtiyacı olduğunda ebeveynlerinin orada olacağını bilir ve onlardan ayrıldığında huzursuz olsa bile tekrar ebeveynleriyle bir araya geldiğinde kolayca sakinleşebilir.
Çocuğun ihtiyacı olduğunda ebeveynlerin bazen çocuğun yanında olup bazen olamadığı, bir var bir yok örüntü görülen durumlarda çocukta bu bağlanma türü gelişebilir. Güvensizlik temeli nedeniyle ilerde yetişkin ilişkilerinde de kişide terk edilme, sevilmeme kaygıları görülür.
Çocuklukta ebeveynleri tarafından ilgi göremeyen ve ihmal edilen bireylerde bu bağlanma türü gelişebilir. Bu bağlanma örüntüsüne sahip kişiler ilişki kurmak ve duygusal bağlılık geliştirmekten kaçınabilir, iletişim sorunları yaşayabilir.
Bağlanma temelli terapiler bu bağlanma örüntüleri ve ilk ilişkileri inceleyerek kişinin güvenli bir bağlanma ilişkisini terapide kurabilmesini amaçlar. Depresyonu ele alırken de kişinin güvensiz bağlanma örüntülerini değiştirmeyi, iletişim becerilerini ve dışa dönüklüğünü arttırmayı hedefler. Depresyonda sosyal ilişkiler de oldukça etkilenebileceğinden, terapide güvenli bir ilişki örneği kurulması, güvensiz bağlanma örüntülerinin değiştirilmesi depresyon belirtilerinin tedavisinde kullanılır.
Temel terapi yöntemlerinden üçünün farklı bakış açıları üzerinden depresyonu ele aldığımız bu yazımızda aslında depresyon tedavisi için de pek çok terapi tekniğine değinmiş olduk.
Her psikoloğun benimsediği terapi yöntemi bu örneklerdeki gibi değişebilir, çeşitlenebilir veya birden çok yaklaşım tekniği birlikte kullanılabilir. Bu 3 ekol dışında daha onlarca terapi yaklaşımı ve yöntem mevcuttur, ancak yalnızca bu 3 yaklaşım bile bize genel çerçeveden depresyona karşı pek çok farklı bakış açısı kazandırabilir. Tüm terapi yöntemlerinin ortak özelliğinin ise terapist ve danışan arasında olumlu ve güçlü bir ilişki temeli olduğu unutulmamalıdır. En önemlisi de psikolojik desteğe ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüz noktada bir uzmandan destek almaktan çekinmeyin ve en önemli şeyin sizin sağlığınız olduğunu her zaman hatırlamaya çalışın.
Başoğul, C. & Buldukoğlu, K. (2014). Psychosocial Interventions in Depressive Disorders. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry, 1. doi:10.5455/cap.20140426072955
Beck, A. T., Rush, A. J., Shaw, B. F. & Emery, G. (1987) Cognitive therapy of depression. New York, Guilford Press.
Bretherton, I. (1992). The origins of attachment theory: John Bowlby and Mary Ainsworth. Developmental Psychology, 28(5), 759–775. doi:10.1037/0012-1649.28.5.759
Doğan, M. (2001). Depresyonda Bilişsel Terapi Yaklaşımı Temel Boyutlar ve Açıklamalar. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1(1), 61-103.
Leichsenring, F., Hiller, W., Weissberg, M. & Leibing, E. (2006). Cognitive-Behavioral Therapy and Psychodynamic Psychotherapy: Techniques, Efficacy, and Indications. American Journal of Psychotherapy, 60(3), 233–259.
Onur, D. (2018). Psikoloji Kuramları ve Yaratıcılık İlişkisi. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (KÜSBD), 8(1), 145-156.
Pearson, J. L., Cowan, P. A., Cowan, C. P. & Cohn, D. A. (1993). Adult attachment and adult child-older parent relationships. American Journal of Orthopsychiatry, 63(4), 606–613. doi:10.1037/h0079471
Reinecke, M. A., Ryan, N. E., & Dubois, D. L. (1998). Cognitive-Behavioral Therapy of Depression and Depressive Symptoms During Adolescence: A Review and Meta-Analysis. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 37(1), 26–34. doi:10.1097/00004583-199801000-00013
Ribeiro, Â., Ribeiro, J. P. & von Doellinger, O. (2017). Depression and psychodynamic psychotherapy. Revista Brasileira de Psiquiatria (Brazilian Journal of Psychiatry), 40(1), 105–109. doi:10.1590/1516-4446-2016-2107
Verywellmind. "A Biography of Mary Ainsworth" Erişim: 30 Ocak 2023.
Sana en uygun online psikolog ile eşleşmek için testi çöz
BAŞLAİlk seansın %15 indirimli
Kod: BASLA15Terapine Şimdi Başla
Terapistleri GörüntüleTerappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.