
Bir bebeğiniz oldu, tebrikler!
Her şeyin öngörülmez bir hızda aktığı ve her anın duygu patlamalarıyla yaşandığı yeni dünyanıza hoş geldiniz!
Özellikle bebeklikten çocukluğa geçiş dönemlerinde anne baba olarak ne kadar zorlandığınızın farkındayız.
Hadi, bu dönemlerin en zorlayıcı çağlarından biri olan 3 yaş sendromu nedir birlikte öğrenelim. Sonra da çocuğumuza ve kendimize yardım edebilmek için uzman tavsiyelerine kulak verelim.
- 3 Yaş Sendromu Nedir?
- Ne Zaman Başlar? Ne Zaman Biter?
- Belirtileri Nelerdir?
- Nedenleri Nelerdir: Çocuğun Öfke Nöbetleri ve Hırçın Olması
- Ebeveynlere Tavsiyeler: Geçirilen Öfke Nöbetleri İçin Ne Yapılmalıdır?
- Bir Hastalık Değil, Bu Bir Süreç
- Mücadele Etme Yöntemleri: Nasıl Başa Çıkılır?
- Bu Süreçte Ne Yapılmamalı?
- Hangi Durumlarda Bir Uzmanla Görüşmelisiniz?
3 Yaş Sendromu Nedir?
3 yaş sendromu, bebeğinizin çocukluğa geçtiğinin habercisi olan ve bebeğin birey olduğunun farkına varmaya başladığı dönemdir.
Bebek, bu dönemde artık konuşmayı ve kendi başına bazı ihtiyaçlarını gidermeyi öğrenmeye başlamıştır. Tuvalete girme, yemek yeme, dişlerini fırçalama ve kıyafetlerini giyme gibi eylemleri kısmen de olsa tek başına yapabilir. Kendine güveni artmıştır ve daha çok sosyalleşir. Bu nedenle de daha çok iletişim kurmak ister. Dahası iletişimin şeklini kendi belirlemekten hoşlanır.
3 yaş sendromu çocuğun kendini keşfettiği, anne-babaya karşı daha agresif olduğu dönemdir. Kendi kurallarını kendi koymak istediğinden onun için öngördüğümüz düzene itaatsizlik edebilir.
Ne Zaman Başlar? Ne Zaman Biter?
Bu süreç, bebek 18 aylıkken de başlayabileceği gibi 2 yaşın hemen ardından da başlayabilir. Bitiş tarihi ise net değildir, değişkenlik gösterebilir. Genellikle 4. yaşa kadar sürmesi muhtemel 3 yaş sendromunun, daha uzun süreye yayılması da mümkündür.
Belirtileri Nelerdir?
İşte 3 yaş sendromunun en sık görülen belirtileri:
- “Bugün bu kazağı giymek istemiyorum” gibi cevaplar verirler.
- Çok ağlarlar ve normale dönmeleri uzun zaman alır.
- "Tatlım, ayakkabılarını giy lütfen" gibi ricalara karşılık "Hayır, istemiyorum!” der ve ayaklarını yere vururlar.
- Önce sizin yapmanızı talep ederek komutlarınızı size tekrarlarlar! Örneğin, "Tatlım, lütfen yemeğini ye." dediğinizde alacağınız yanıtı - "Hayır, sen ye!” olabilir.
- “Hayır!” kelimesini sözlükteki diğer tüm kelimelerden daha fazla duyarsınız!
- Her zaman “Neden?” diye sorarlar.
- Dünyayı kendi etraflarında dönüyormuş gibi görürler.
- Giyinmek, diş fırçalamak, uyumak ve uyanmak istemezler.
Nedenleri Nelerdir: Çocuğun Öfke Nöbetleri ve Hırçın Olması
Çocuğunuzun göstermiş olduğu hırçın, uyumsuz ve saldırgan davranışların tümü bebeklikten çocukluğa geçişin habercisi olan 3 yaş sendromunun belirtileridir. Bu nedenle bu çağın bir çocuk üzerindeki etkisinin ne olduğunu ve geçirilen krizlerin nedenlerini iyi bilirsek onunla daha sağlıklı bir iletişim kurarız. Böylece çocuğa yardım etmemiz kolaylaşır. Gelin şimdi nedenlerine bir bakalım ve yukarıdaki soruları cevaplayalım.
En önemli nedeni aslında çocuğun kendini birey olarak kabul etmeye başlamasıdır. Bu nedenle kişisel olarak davranışlarını kendi istediği şekilde gerçekleştirmeyi amaçlar. Eğer anne ve babadan olumsuz bir tepki alırsa hırçınlaşır ve öfkelenir.
Bunun yanı sıra aşağıdaki faktörler de önemli bir rol oynar:
- Genetik aktarım.
- Bebeklik dönemindeki stres.
- Ebeveynlerin kızarak, bağırarak ya da görmezden gelerek verdiği tepkiler.
- Çevre ile olan iletişim: çocuğun oyun arkadaşının olmaması ya da var olan arkadaşlarla uyumlu bir bağ kuramaması.
Ebeveynler çocuğun inadını kırabilmek için kararlı ve tutarlı davranmalıdır. Çocuğun olumsuz davranışlarına sabır ve sakinlik göstermelidirler. Olumlu davranışlar abartılmadan desteklenmelidir. Bununla birlikte çocuğa ısrarından vazgeçmesi için alternatifler sunulmalıdır. Örneğin, arkadaşının oyuncaklarıyla arkadaşının izni olmadan oynamak konusunda inat ediyorsa “Boyama yapmak ister misin?” “Legolarla ev yapmama yardım eder misin?” gibi alternatifler sunulmalıdır.
Ebeveynlere Tavsiyeler: Geçirilen Öfke Nöbetleri İçin Ne Yapılmalıdır?
3 yaş sendromunda geçirilen öfke nöbetlerini azaltmak için 5 ipucu:
- Seçenekler sunun
Krizleri önlemek için en etkili yöntemlerden biridir. Sabahları hangi kıyafeti giyeceği konusunda sorun yaşanıyorsa iki üç kıyafet seçin ve onların arasından tercih yapmasını isteyin.
- Onu anladığınızı hissettirin ve soğukkanlılığınızı kaybetmeyin
Yaptığı davranışlar sizi zorlasa da onu taklit etmeyin, bağırmayın ve bir ceza ile tehdit etmeyin. Duygusal bir krizin ortasında mantık yürütmeye çalışmasını beklemenin de konuya faydası olmayacaktır. O anda kalabalık bir yerdeyseniz oradan ayrılmak, hareketleri ile kendine zarar verebileceği eşyalar varsa onları ortamdan uzaklaştırmak anı kurtarabilir. Başkalarına zarar vermesi ihtimal dahilinde ise de “Seni anlıyorum fakat başkalarına zarar vermene izin veremem.” şeklinde tutarlı bir üslupla uyararak engelleyebilirsiniz.
Aynalama yöntemi kullanarak, açıklama yapmak yerine onun duygularını adlandırabilirsiniz. Örneğin, şu an bahçeye çıkamadığın için üzgünsün diyerek onun yanında olduğunuzu hissettirin. Bu çocuğun duygularını tanımasını kolaylaştırır. Buna karşın ne kadar sinirli ve üzgün olduğunuzu söyleyerek kendi duygularınızı eklemeniz, ona fazladan bir sorumluluk yükleyip daha kötü hissetmesine neden olacaktır.
- Duygularının resmini çizin
Ona yoğun olarak deneyimlediği duygusunun resmini çizdirin, neye benzediğini ve neden böyle hissettiğini sorun. Sohbet esnasında rahatlayacaktır. Daha sonra çizdiklerini komik hale getirin ve birlikte eğlenin. Bunun gibi yaratıcılığı ve üretkenliği artıran faaliyetler, dikkatini dağıtarak süreci daha iyi yönetmenizi sağlar.
- Sarılın
Bu dönemde kuracağınız fiziksel temas da onun için çok kıymetli olacaktır. Öfkesi biraz dindiğinde ona yakınlaşmayı deneyebilirsiniz. Özellikle 3 yaş sendromundakilerin, siz hazır olmadığınızda bile sarılmaya ihtiyaç duyduklarını söyleyebiliriz. Bu durum bazen gün içinde işlerinizi bırakıp ona sarılmanızı gerektirebilir. 20 saniyelik bir kucaklaşma, kan basıncını düşürür, öfkesini dindirir ve onun yanında olduğunuzu hissetmesini sağlar.
Böyle zamanlarda yaramazlık yapmış olsa bile, içten bir şekilde “Seni seviyorum.” demeniz üzerindeki pozitif etkinizi artırmaya yardımcı olacaktır.
- Hareket edin
Hareket etmek stresi azaltır. Onunla birlikte zıplayın ya da koşun.
Bir Hastalık Değil, Bu Bir Süreç
Ebeveynlerin en büyük kaygısı 3 yaş sendromu yaşayan çocukların gösterdiği davranışların kalıcı olup olmamasıdır.
Endişelenmekte haklısınız. Kaygılarınızı anlıyoruz ancak bir uzman desteği ile doğru bir şekilde yönetildiğinde çocuğunuz bu dönemi kolaylıkla atlatacaktır.
3 yaş sendromu bir hastalık değil, bir süreçtir, bütün çocuklar deneyimler. Bu nedenle sizin çok daha sakin, kontrollü ve bilinçli davranmanız gerekir.
Mücadele Etme Yöntemleri: Nasıl Başa Çıkılır?
- Bağırmaktan kaçının.
Tekrarlanan ve yoğun meydan okuyan davranışlarla başa çıkmak bazen çok zorlayıcıdır. Şunu hatırlatmamız gerekir ki, yetişkinlerin olduğu kadar çocukların da kalıplaşmış olumsuz davranışları olabilir. Farkında olmadan kendi duygularımızı bağırarak dışa vurabiliriz. Bağırmak, o an çocuğunuzu engellemenizi sağlasa bile kesinlikle iyi bir tercih değildir. Buna ek olarak, uzun vadede çocuğunuzun psikolojisinde derin tahribatlar oluşturabilir.
Mümkün olduğunca sakin ve bilinçli davranmamız gerekir. Yapılan bir araştırmada, kritik anlarda azarlama veya fiziksel cezaya maruz kalmayan bebeklerin, beyinlerindeki belirli alanların daha çok geliştiği görülmüştür.
- İyi davranışları övün, eksiklikleri iyileştirmeyi tavsiye edin.
İyi davranışlara dikkat çekmek onlar için her zaman en etkili yöntemdir. Bu, kötü davranışları göz ardı edip iyileştirmeyelim demek değildir. Örneğin, kreş için çizmesi gereken bir resim var ve eksik boyama yaptı. Boyadığı yerleri takdir edin “Aa köpeğin vücudunu harika boyamışsın! Hadi kulaklarına da bir bak” gibi motivasyon cümleleri ile eksiklere yönlendirin.
- Farkında olun ve ona uyum sağlayın.
Bu çağdaki öfke nöbetlerinin çoğu yanlış anlamalardan kaynaklanır. Çocuğunuz farklı duygularını ifade etmek ister ancak pratik ve rasyonel bir şekilde aktarmakta zorluk çekebilir. Bununla başa çıkabilmek için çocuğun neye sinirlendiğinin, öfkesinin nasıl yatıştırılacağının ve o anda neye ihtiyacı olduğunun farkında varmak gerekir.
Onlara uyum sağlayın ifadesinde belirtmek istediğimiz şey ise kendinizi onların yerine koyup ihtiyaçlarını ise ebeveyn perspektifi ile karşılamaya çalışmanızdır.
3 yaş sendromu yaşayan çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz o davranışı neden sergilediğini anlamaya çalışın ve sorunun kökenine inin. Daha sonra ise ona uygun bir çözüm geliştirin. Örneğin, araba koltuğunda uzun saatler oturmak onu geriyorsa yolculuklarda hatta okula giderken bile alışana kadar kısa ve sık molalar verin. Ya da enerjisi yüksek bir şarkı ve oyun ile onu destekleyin.
- İhtiyacı olduğunda dikkatiniz onda olsun.
3 yaş sendromundaki çocuğunuz, dikkatinizi ona vermeniz konusunda her zaman talepkar olacaktır. Siz gün içindeki işlerinizi halletmeye çalışırken telefonunuzu elinizden alabilir, çamaşırları devirebilir veya çok ses çıkarabilir. İşte tam o anda onunla göz teması kurmanız, telefonunuzu bırakarak sorular sorup cevabını almayı beklemeniz onu tatmin edecektir. Bunu sürekli yapmanın sizin açınızdan çok da sürdürülebilir olmadığının farkındayız. İşte tam olarak bu yüzden, bu ilgiyi dikkat çekme isteğini fark ettiğiniz anlarda ve onu farklı şeylere yönlendirecek kadar yapmanızın yeterli olduğunu belirtiyoruz.
Onu ihtiyacına göre yönlendirmek, verimli vakit geçirmesi açısından da büyük önem arz eder. Agresif davranışlar sergileyen bir çocuğa bisiklet sürmek iyi gelebilecekken, yerde huzursuz şekilde yatan bir çocuğa ise kitap okumak gibi sakin bir aktivitenin faydası dokunabilir.
- Sınırlarını ve beklentinizi belirtin.
Aile içinde uyulacak kuralları koyun. Kurallar, 3 yaş sendromu yaşayan çocuğunuzun anlayabileceği basit ve kısa bir liste şeklinde hazırlanmalıdır. Sevgi dolu bir dil kullanmak, anne babanın sözünden çıkmamak ve kimseyi incitmemek çekirdek aileniz için etkili bir listenin maddeleri olabilir. Gün sonunda o kurallara ne kadar uyduğunu tartışın ve gösterdiği başarıyı takdir edin.
Başarıyı takdir ederken sonuca değil gösterdiği çabaya odaklanın. Çok az veya çok fazla yapılmış övgünün de başarısızlığa sebep olabileceğini unutmayın. Çıtayı yükseğe koymak, onları başarısızlıktan korkar hale getirebilir. Buna karşın zamanında uyuması, yemeğini yemesi gibi küçük şeyleri yavaş yavaş hak edilen bir çıkartma tablosunda buluşturmak, 3 yaş sendromu yaşayan minik bireyin motivasyonunu artırmasına yardımcı olacaktır.
- Tutarlı olun.
Tutarlı olmak, sert bir uyarı, cezalandırma modeli değildir. Tutarlılık, değişmesini istediğiniz tutuma sürekli şekilde yönelerek onu yok etmek veya istediğiniz şekle ulaşmasını sağlamaktır. Çocuğunuz parktan döndüğünde ayakkabılarını yerine koymuyorsa ve konu hakkında onunla konuşmadıysanız, ertesi günde de bu davranışı değiştirmesini beklemeniz yerinde olmaz.
Tutarlılık, sadece sizin değil, bakım sorumluluğunu üstelenen diğer kişilerde de bulunması gereken önemli bir özeliktir. Minikler oldukça zekidir ve sevimlilikleri ile anneanne, dede veya babaannelerini kandırabileceklerini fark edebilirler. Bu nedenle bakıcıları ve diğer ilgilileri konu hakkında uyarmalı, çocuğunuzun onları bir kaçış noktası olarak görmemelerini sağlamalısınız.
Bu Süreçte Ne Yapılmamalı?
3 yaş sendromunun en zorlayıcı duygularından birisi çocuğun dünyayı kendi etrafında dönüyor sanmasıdır. Bu nedenle her kurala karşı koyarlar ve her zaman kendi istedikleri olsun isterler.
Onlara ev, okul ve sosyal hayattaki kuralları eğlenceli bir dil ile anlatın. Etrafındaki diğer insanların da fikirlerini önemsemeleri için grup aktiviteleri yaptırın.
Temel ilkeniz her zaman kararlı ve tutarlı olmak olmalıdır. Eşinizle birlikte kurallara uymadığında neler olabileceği konusunda tutarlı davranışlar sergileyin. Sizin izin verdiğiniz ya da reddettiğiniz davranışları eşiniz de onaylasın ya da reddetsin.
Bu bir ceza yöntemi değildir. Sorumluluk bilincinin gelişmesidir. Kendi eylemlerinin sonucunda yaşayacağı olumlu veya olumsuz her şeyi göğüsleme becerisi kazandırmaktır. Öz disiplin kazanması için onu teşvik etmektir.
Hangi Durumlarda Bir Uzmanla Görüşmelisiniz?
3 yaş sendromu hem çocuk hem de ailesi için zorlayıcı bir dönemdir. Bazı belirtiler durumun kontrolümüz dışına çıkmış olabileceğini ve bir uzmanla görüşmemiz gerektiğini gösterebilir:
- Öfke nöbetlerinin sayısında veya yoğunluğunda ani bir artış ve kötüleşen öfke patlamaları varsa,
- Saldırgan, şiddet içeren davranışları (nesneleri fırlatma, vurma, tekmeleme vb.) varsa,
- Kendine veya başkasına zarar veriyorsa,
- Verilen eğitimlerde gerilemeler görülüyorsa ve bunun gibi davranışsal problemler varsa,
- Öfke nöbetleri arasında normal davranışlarına geri dönmüyorsa,
- Nöbetler 25 dakikadan uzun sürüyorsa bu konuda bir uzman ile görüşmek, durumla başa çıkmanız konusunda size yardımcı olabilir.