Karantina Nedir?
Bulaşıcı bir hastalığa doğrudan ya da dolaylı bir şekilde maruz kalmış kişilerin, hasta olup olmadıklarını tespit etmek, böylece başkalarına bulaştırma riskini azaltmak için sosyal ortamdan ayrılması ve hareketlerinin kısıtlanmasıdır.
Her ne kadar alınabilecek en akılcı yöntemlerden biri olsa da bu süreci deneyimleyen kimseler için duygusal ve psikolojik olarak zorlayıcıdır.
Sevdiklerinden ayrılma, özgürlüğün kaybı, hastalık durumu konusundaki belirsizlik ve can sıkıntısı bazen dramatik etkiler yaratabilir.
Özellikle son zamanlarda deneyimlediğimize benzer zorunlu toplu bir kapanma süreci yaşandığında, olası psikolojik sorunlara karşı dikkatli bir şekilde önlemler alınmalıdır.
Bu sürecin bir halk sağlığı önlemi olarak başarılı bir şekilde kullanılması için bununla ilişkili olumsuz etkilerin mümkün olduğunca azaltılması gerekir.
Karantinanın Psikolojik Etkileri Nelerdir?
Türkiye'deki travma sonrası stres semptomlarını karşılaştıran bir araştırmada karantinaya alınmayanlarla alınan ebeveynler ve çocuklarda ortalama travma sonrası stres puanlarının diğer kişilere göre dört kat daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.
Lancet’de 14 Mart 2020’de yayınlanan salgın hastalıklarda bu sürecin ruhsal etkilerine dair yapılan çalışmaların bulguları gözden geçirildiğinde, en yaygın psikolojik etkileri, risk etmenleri ve risk grupları mevcut pandemi sırasında yeniden değerlendirilmeye alınmıştır.
Bu bulgulara göre şu sonuçlar elde edilmiştir:
- Virüs bulaşmış biriyle temas ettiği için kapanma altındaki kişilerde korku, sinir, üzüntü ve suçluluk hissi sık görülen olumsuz duygulardır.
- Kapanmaların uzun dönem etkileri arasında kalabalıktan kaçınma ve aşırı dikkatli bir biçimde el yıkama gibi davranış değişiklikleri ortaya çıkmıştır.
- Kişilerin bir kısmının aylarca normal yaşama dönemediği görülmüştür.
Karantina Sırasında Sıkça Görülen Ruhsal Durumlar
Süreç boyunca, olağan rutinin kaybı ve başkalarıyla sosyal ve fiziksel temasın azalması sık sık can sıkıntısına, hüsrana ve sosyal hayattan yalıtılmışlık hissine neden olmuştur. Buna bağlı olarak bireyde aşırı sosyal medya ve internet kullanımına neden olmaktadır. Aynı zamanda aşağıdaki etkiler de sıkça görülmektedir.
- Bitkinlik
- Çabuk sinirlenme
- Kaygıya bağlı uyku bozukluğu belirtileri
- Zayıf konsantrasyon ve kararsızlık
- Kötüleşen iş performansı ve işe isteksizlik veya istifayı düşünme
- Travma sonrası stres belirtileri
- Yüksek depresif belirtiler
- Öfke
- Matem hisleri
- Tükenmişlik
- Suçluluk hissi
- Enfeksiyon korkuları
- Hayal kırıklığı ve can sıkıntısı
Sıkça Görülen Ruhsal Bozukluklar
- Akut Stres Bozukluğu
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu
- Majör Depresyon
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu
- Uyum Bozukluğu
Olumsuz Etkilerini Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?
Karantina, etki alanı geniş bulaşıcı hastalıklar ve salgınlar sırasında gerekli ve önleyici tedbir olarak kabul edilmektedir. Ancak insanların uzun süre sosyal yaşantılarından uzaklaşmaları genellikle onlar için sosyal ve ruhsal olarak bir takım zorluklar yaratmaktadır.
Bu dönemde bireylerde olumsuz psikolojik etkiler ortaya çıkabilir. Hatta süreç bittiğinde aylar yıllar sonra da bu olumsuz etkiler devam edebilir. Bu yüzden evde geçirilen zamanın ve yapılan aktivitelerin bu tür ruhsal bozuklukları azaltmaya yönelik olması etkileri azaltacaktır.
Karantinanın psikolojik etkilerinden kurtulmak için Türkiye’nin en iyi online terapi hizmetini sağlayan Terappin uzmanlarından birkaç öneri:
- Erken müdahale edinilmelidir.
- Etkilenmeyle ilgili risk faktörleri tespit edilmeli ve kaldırmaya yönelik önlemler kontrollü bir şekilde zamanında alınmalıdır.
- Kapanma mümkün olduğunca kısa tutulmalı ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
Uzun süren kapanma uygulaması, kişileri sıkça strese maruz bırakmaktadır bu etkenler bir süre sonra kişinin ilerleyen yaşantısında kronik ve şiddetli ruhsal sorunlara yol açmaktadır.
İnkübasyon süreleri göz önüne alındığında, kapanma uzunluğunu bilimsel oranda sınırlamak olumsuz ruhsal etkileri en aza indirmektedir. Uzun süren karantina uygulamaları kişilerde hayal kırıklığı, depresyon ve kaygıyı arttırmaktadır.
- Bu sürenin önceden belirlenemediği durumlarda ise süreç içinde izole edilen kişiler, yakınları tarafından sık sık bilgilendirilmelidir. Sağlanan bilgiler herkes için ulaşılabilir, anlaşılabilir ve kolaylıkla uygulanabilir olmalıdır.
İnsanlar genel olarak enfekte olmaktan veya başkalarına bulaştırmaktan korkmaktadırlar. Ayrıca, bu dönemde yaşanan herhangi bir fiziksel belirti hakkında genellikle ‘felaket’ değerlendirmeleri yapma eğilimi gösterebilirler. Maalesef bu durum korku ve endişe veren herhangi bir bulaşıcı hastalığa maruz kalan insanlarda çok sık gözlemlenmektedir.
Sağlık görevlileri sürecin neden devam ettiği, hastalığın ne olduğu ve ne ölçülerde etkilediği gibi konularda yetersiz bilgi verdikleri zaman ruhsal etkilenme daha da kötüleşebilmektedir.
- Kişinin izole edilmesi gerekiyorsa toplumdaki diğer insanların güvenliği ve toplumun genel yararı için bu sürecin neden gerekli olduğuna dair doğru bilgiye erişim özgürlüğünü kısıtlamadan bunun nedenleri açıkça anlatılmalıdır.
- Kaygı düzeyi azaltılmaya çalışılmalı ve iletişim arttırılmalıdır.
- Kişiler, kaygı ve stres yaşayabilirler bu durumda onlara empati gösterilmeli ve destek olunmalıdır.
- Kişinin kendisi ve diğerlerinin yararına olduğu belirtilmelidir, yakınlarının ve diğerleri için güvenli bir ortam oluşturduğu hatırlatılmalıdır.
Kapanmalar huzursuzluk ve kaygıya neden olmaktadır karantinanın psikolojik etkileri ile başa çıkmak için ise bir uzman tarafından stres yönetimi teknikleri konusunda pratik tavsiyeler verilmelidir.