“Bedenin de bir belleği vardır. Zihin unutsa da beden asla unutmaz.
"İçine atma!" iyi bir nasihattir çünkü içine attıkların içinde kalmaz.
Bir yolunu bulup kendini gösterir. Dilin gizlediğini beden saklamaz. Ne mi olur? Başın döner, miden bulanır, ülserin çıkar, tansiyonun çıkar/düşer, derinde lezyonlar-hastalıklar oluşur, amansız hastalıklara yakalanırsın, bulaşıcı hastalıklara açık hale gelirsin, sindirim sorunu yaşarsın, saçın dökülür, kalbin yetmez, çarpıntın başlar, belin ağrır, fıtık olursun, dizlerin tutmaz, başın ağrır, obez olursun, şekerin düşer...
"İçine" dert olur. Söylemediklerin kadar hasta olursun.”
Somatizasyon bozukluğu nedir, neden olur, nasıl tedavi edilir?
Hazırsan başlayalım!
Somatizasyon Bozukluğu Nedir?
Somatizasyon, bireyin psikolojik veya sosyal yaşantısında karşılaştığı sorunları, bedensel bir bozukluk gibi algılaması, bedensel sorunlarmış gibi görünen tepkiler vermesi ve çözüm bulmaya çalışması davranışıdır (Ünal, 2002).
Somatizasyon sorunu yaşayan bireyin yaşadığı belirtilerin fiziksel muayenede bir karşılığı bulunmamaktadır. Somatizasyon kavramı ilk olarak Wilhelm Stekel tarafından 1943 yılında tanımlanmıştır.
Bu bozukluğu geliştiren bir hastanın eşzamanlı ek bir fiziksel rahatsızlığı da olabilir. Somatizasyona depresyon ve kaygı da eşlik edebilir. Somatizasyon, aynı zamanda bir başka hastalığı da maskeleyebilir (Brown, 2004).
Kliniklere farklı şikayetler nedeniyle başvurulması somatizasyon teşhisinin konulmasını zorlaştıran bir sebeptir.
Somatizasyon teşhisinin koyulabilmesi için bedenin dört alanında ağrı ve belirtinin olması gerekmektedir (Benk, 2006).
Ses kısılması, işitsel problemler, körlük, yutkunma zorluğu, felç gibi yalancı nörolojik belirtiler; vücudun tümünde kendini gösteren ağrı belirtileri, kusma, hazım problemleri, öğürme gibi sindirim sistemi üzerinde oluşan belirtiler; libidoda azalma, birleşme esnasında ağrı gibi psikoseksüel belirtiler; hamilelik dönemi içerisinde ciddi ve ağır istifralar, düzensiz ve aşırı ağrılı regl dönemleri gibi üreme sistemi problemleri görülebilen belirtilerdir.
Tanı koyulabilmesi için en az 10 belirtinin, 30 yaş öncesinden başlayarak uzun yıllar devam etmesi gerekir (Güleç, 2009).
Tüm davranış kalıplarında olduğu gibi bedensel sorunlar, bu sorunların algılanmasına ve ifadesine yönelik davranışlar da öğrenme yoluyla şekillenmektedir.
Aile içinde kronik veya ciddi hastalığa maruz kalmış kişilerle yetişen veya bu kişileri gözlemleyen çocukların ileride somatizasyon geliştirme olasılıkları daha fazladır.
Hastalık davranışı üzerinden çocuğa yönelik ilgi artışı ve ödüllendirme davranışı, bu kalıbın pekiştirilmesine hizmet etmektedir. Bu durum çocuğun modeli öğrenmesine ve hastalık rolüne daha çok bağımlı kalmasına neden olabilir.
Bir çocuğun hayatındaki stres ve gerginliklerin bedensel ağrılar/üzüntülerle ifade edilmesi normal olsa da bedensel şikayetlerin özel ilgi gördüğü ailelerdeki çocukların ileriki yaşamlarında bedenselleştirmeyi bir savunma olarak kullanma olasılıklarının önemli ölçüde daha yüksek olduğuna dair kanıtlar psikoloji literatüründe mevcuttur.
Somatizasyon Bozukluğu Nedenleri
Somatizasyon bozukluğu karmaşık bir etkileşimin sonucu olarak ortaya çıkar ve genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir araya gelmesiyle tetiklenir. Bu nedenle bozukluğun nedenlerini anlamak, uygun tedavi ve önlem stratejilerini geliştirmek açısından önemlidir.
Genetik Faktörler
Somatizasyon bozukluğu geliştirme riskini artıran genetik faktörler mevcuttur. Aile üyeleri arasında bozukluğun görülmesi, genetik bir yatkınlık olduğunu düşündürmektedir. Özellikle depresyon ve anksiyete gibi psikolojik bozuklukların ailede görülmesi, somatizasyon riskini artırabilir.
Çevresel ve Psikolojik Etmenler
Çevresel ve psikolojik etmenler, somatizasyon bozukluğunun gelişiminde önemli bir role sahiptir. Örneğin, çocukluk döneminde yaşanan travmalar, istismar veya aile içi sorunlar gibi olumsuz deneyimler, gelecekte bu bozukluğu geliştirme riskini artırır.
Stresli yaşam olayları, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar da somatizasyon bozukluğunun ortaya çıkmasında etkilidir. Bu etmenler bireylerin vücutlarında algıladıkları ağrı ve rahatsızlıkların daha yoğun ve kalıcı hale gelmesine yol açabilmektedir.
Somatizasyon Bozukluğunda Risk Faktörleri
Somatizasyon bozukluğunda risk faktörlerinin bilinmesi, erken teşhis ve uygun tedavi stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Aile geçmişi ve travmatik deneyimler, bu bozukluğun nedenlerini ve risk faktörlerini anlamada kilit rol oynar.
Aile Geçmişi
Somatizasyon bozukluğu olan kişilerin aile geçmişinde benzer belirtiler gösteren bireylerin bulunması, bozukluğun genetik bir bileşeni olabileceğini düşündürmektedir. Ailede bu bozukluğun daha önce görülmesi, depresyon veya anksiyete gibi psikolojik bozuklukların geçmişi olması, bireyin bu rahatsızlığı geliştirme riskini artırır. Genetik yatkınlık bu bozukluğun oluşumunda önemli bir role sahiptir.
Travmatik Deneyimler
Travmatik deneyimler, özellikle çocukluk döneminde yaşanan olumsuz olaylar, somatizasyon bozukluğu riskini önemli ölçüde artırabilmektedir. Çocuklukta yaşanan istismar, ihmal, aile içi şiddet veya kayıplar gibi travmatik olaylar, bireyin stresle başa çıkma yeteneğini zayıflatarak somatik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya diğer travma ilişkili rahatsızlıkların varlığı, somatizasyon bozukluğu geliştirme riskini daha da artırabilmektedir. Bu nedenle geçmişte yaşanan travmatik olayların bilinmesi, somatizasyon bozukluğu teşhis ve tedavisinde çok önemlidir.
Somatizasyon Bozukluğu Kimlerde Görülür?
Bu bozukluğun yarattığı semptomların yaklaşık %90'ı 25 yaşından önce başlamaktadır, yaygınlığı %7.7’dir; aile içi sözel şiddete maruz kalanlarda, anne eğitim düzeyi düşük olanlarda ve kronik hastalık öyküsü bulunanlarda risk daha yüksektir (Özenli ve ark., 2008). Kadınlarda daha yaygındır.
Somatizasyon belirtileri nelerdir?
Somatizasyon bozukluğu fiziksel ve ruhsal belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler sıklıkla;
-
Fiziksel şikayetler nedeniyle, toplumsal ve mesleki alanlarda sıkıntılar yaşama.
-
Sağırlık, ses kısılması, yutma güçlüğü, körlük ve felç gibi durumlar yaşama.
-
Adet bozukluğu, adet düzensizliği, aşırı kanama ve gebelik sırasında kusmalar sebebiyle hastanede yatma.
-
Karın ağrısı, mide bulantısı, karın şişmesi, kusma nöbetleri ve öğürmeler gibi şikayetlerin olması.
-
Cinsel isteksizlik somatizasyon bozukluğu olan bireylerde yaygındır.
-
Cinsel birleşme esnasında ağrılar yaşama.
-
Solunum darlığı, göğüs ağrısı, baş dönmesi ve çarpıntı gibi problemler yaşanması.
-
Vücudun değişik yerlerinde, farklı ağrılar yaşanmasıdır.
Bu belirtilerden bir ya da daha fazlasını gözlemliyorsanız, uygun tedavi planının oluşturulması ve bireyin sağlığına kavuşmasının sağlanması için bir uzmandan destek almak en doğru yaklaşım olacaktır.
Somatizasyon Bozukluğunun Hayat Üzerindeki Etkileri
Bu bozukluk bireyin günlük yaşamını birçok açıdan olumsuz etkileyebilir. Özellikle sosyal ilişkiler, iş ve okul hayatında ciddi zorluklara yol açabilir.
Sosyal İlişkiler
Somatizasyon bozukluğu olan kişiler sürekli olarak fiziksel semptomlardan şikayet ettikleri için sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşayabilirler. Arkadaşlar, aile üyeleri veya partnerler, bu semptomların sürekli gündeme getirilmesinden dolayı rahatsızlık duyabilirler. Bu da ilişkilerde gerilim ve çatışmalara yol açabilir.
Ayrıca bireyler genellikle kendilerini izole edebilir veya sosyal etkinliklerden uzaklaşabilirler. Sürekli olarak hasta olduklarına inanmak, sosyal ortamlarda öz güven eksikliğine ve utangaçlığa neden olabilir.
İş ve Okul Hayatı
Bu bozukluk iş ve okul hayatını da olumsuz etkileyebilir. Sürekli fiziksel rahatsızlık ve ağrı şikayetleri, iş veya okul görevlerini yerine getirmede zorluklara neden olabilir. Devamsızlık, konsantrasyon eksikliği ve iş performansında düşüş gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
Bireyin sağlık durumuna odaklanması, iş veya okul görevlerine konsantre olmasını zorlaştırabilir ve bu da kariyer ve eğitim hedeflerini olumsuz etkileyebilir. İşverenler veya öğretmenler, sürekli şikayetler ve devamsızlık nedeniyle bireyden şikayetçi olabilirler.
Somatizasyon bozukluğu tedavisi
Somatizasyon bozukluğu içerisinde problem fiziksel olarak yaşandığı için yapılan ruhsal muayene başvuru genellikle ikincil yönlendirmeyle gerçekleştirilir. Tıbbi bir müdahale gerekmedikçe de sorunun psikolojik boyutları ele alınır. Bazı durumlarda diğer disiplinlerle paralel gidecek bir tedavi düzeni uygulamak uygundur.
Tedavinin ilk aşamasında öncelikle kişiye ve daha sonra ailesine bu durumun psikolojik bir sorun olduğunun bilgisinin verilmesidir.
Uzun soluklu bir psikoterapi çalışması yürütülür. Kişinin somatizasyon bozukluğu geliştirmesindeki dinamiklerin anlaşılması ve duygularını fark edip sözel olarak ifade etmeyi öğrenmesi, terapinin en önemli kısmını oluşturur.
Somatik semptom bozukluklarının tedavisi, düzenli olarak planlanmış online veya yüz yüze tedavi; psikososyal müdahaleler (aile üyeleriyle ortak toplantılar gibi), psikoeğitim ve belirgin eşlik eden anksiyete veya depresyon semptomlarının tedavisi dahil olmak üzere hastanın semptomlarını anlamak ve yönetmek için farklı stratejileri birleştirir.
Kaynakça
What is Somatic Symptom Disorder?, American Psychiatric Association
Somatic symptom disorder, Mayo Clinic