Merhaba! Eğer sen de son zamanlarda sürekli hüzünlü, umutsuz ve enerjisinin düştüğünü hissediyorsan, yalnız değilsin.
Depresyon, insanların hayatını olumsuz etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır ve sadece senin değil, milyonlarca insanın da mücadele ettiği bir sorundur.
Depresyon, sadece bir "üzüntü" ya da "keyifsizlik" hali değildir. Bununla birlikte, işlerini ya da okulunu aksatan, sosyal hayatından kopmana neden olan, hatta bazı durumlarda hayatının kontrolünü kaybetmene neden olan bir durumdur.
Bu nedenle, depresyonu hafife almak yerine, kendine yardım etmek için gereken adımları atmalısın.
Bu yazı, sana depresyon nedir ve belirtileri nelerdir konusunda bilgi verecektir.
Ayrıca, depresyonun nasıl tedavi edilebileceği hakkında da fikir sahibi olmanı sağlayacak.
Senin hayat kaliteni arttırmak için, burada seninle birlikteyiz!
Depresyon, duygudurum bozukluğu olarak tanımlanan ve duygu, düşünce ve davranışları olumsuz etkileyen ciddi bir hastalıktır.
Depresyon, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir ve tedavi edilmemesi durumunda daha ciddi sonuçlar doğurabilir.
Belirtileri bireyden bireye farklılık göstermekle birlikte, genellikle sürekli üzüntü ve keyifsizlik hissi, ilgi kaybı, iştahtaki ani değişimler, uyku problemleri, enerji eksikliği, hareketsizlik, yavaş hareket ve konuşma, değersizlik ve suçluluk duygusu, karar verme zorluğu ve ölüm/ intihar düşünceleri gibi semptomlar içerir.
Depresyon ve anksiyete bozuklukları, birbirine benzer semptomlar gösterebilir ve aynı anda da görülebilirler. Ancak, depresyon, genellikle sürekli üzgün bir ruh haline, anksiyete ise aşırı kaygı, endişe ve gerginliğe yol açar.
Depresyonun nedenleri arasında genetik faktörler, çevresel faktörler, beyin kimyasındaki dengesizlikler ve stresli yaşam olayları yer alabilir. Tedavisi psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisinin birlikte kullanımını içerebilir.
Anksiyete bozukluğu, yoğun kaygı ve korku hisleriyle karakterize olan bir zihinsel sağlık durumudur.
Anksiyete, depresyonun belirtileri arasında yer alabilir ve depresyonu tetikleyebilir.
Anksiyete bozukluğu da belirtileri bireyden bireye farklılık göstermekle birlikte, genellikle sürekli kaygı ve endişe hissi, korkular, huzursuzluk, sinirlilik, uykusuzluk, kas gerginliği ve panik ataklarını içerir.
Sevdiklerimizi yitirmek, işimizi kaybetmek, bir ilişkimizin bitmesi ya da taşınmak bizim için dayanması güç durumlar olabilir.
Yoğun duygusal yükler altında duyduğumuz derin acı ve keder, hatta bazen hissizlik bile, son derece normaldir.
Bu olumsuzlukları deneyimleyen insanlar kendilerini “depresyondayım” diyerek ifade edebilirler ama üzgün ve kederli olma hali depresyon değildir.
Depresyon ile benzer, hatta zaman zaman aynı belirtileri gösterse de yas hali, her bireyin farklı deneyimlediği bir süreçtir.
Depresyon ve yas arasındaki farklara göz atalım:
Depresyonda ise 2 hafta boyunca yoğun şekilde gözlemlenen bir keyifsizlik ve durgunluk hâkimdir.
Depresyondaki bireylerin özgüvenleri düşüktür. Değersizlik hissederler ve kendini sevme ve öz-sevgileri düşüktür.
Depresyonda olan kişilerdeki ölüm ve intihar düşüncesi değersizlik, yaşamayı hak etmeme ve acıyla baş edememe gibi olumsuz duygulardan kaynaklanır.
Kimi zaman yas ve depresyon bir arada deneyimlenebilir. Bu durumlarda acı/keder daha yoğun hissedilir ve yas sürecindekinden daha uzun sürebilir.
Depresyon ve yas arasındaki farkı bilmek ihtiyaç duyduğun tedaviyi belirlemeni kolaylaştıracaktır.
Depresyon nedir; Depresyon, her yıl 15 yetişkinden birini büyük oranda etkilemektedir.
Yaşamın herhangi bir anında karışılabilen depresyon, 20li yaşların başlarında daha sık görülmektedir.
Yapılan araştırmalar sonucunda her üç kadından birinin majör depresyon yaşadığı görülmüştür.
Depresyonda rol oynayan birkaç önemli faktör:
Depresyon Nedir?
Yaygın mental hastalıklardan biri olan depresyon, dünya çapında 264 milyondan fazla insanı etkiler.
Depresyon tedavisinde hızla yol kat edilse de düşük ve orta gelirli ülkelerde bu hastalığın tedavi çalışmaları hala yetersizdir. Bu ülkelerdeki insanların yaklaşık %76-85’i ihtiyaçları olan tedaviye ulaşamamaktadır.
Doğum sonrası ya da bebek sahibi olduktan bir yıl sonra gözlemlenen bu depresyon, minör üzüntü, endişe ve kaygı duyulmasına sebep olur.
Fakat insanlar 2 yıl ve daha fazla süreyle distimi belirtileri yaşayabilirler.
Depresyon tedavisi en mümkün olan mental hastalıklardan birisidir. Hastaların yaklaşık %80-90’ı tedaviye olumlu yanıt vermektedir.
Bir teşhis konulmadan ve tedaviye başlamadan önce uzmanlar tarafından detaylı görüşmeler ve hatta fiziksel muayene yapılmalıdır.
Depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavisi, bireysel farklılıklara ve semptomlara bağlı olarak değişebilir.
Psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisinin birlikte kullanımı, bireyin durumuna göre belirlenebilir.
Tedavinin etkili olabilmesi için, doğru teşhisin yapılması ve tedaviye erken başlanması önemlidir.
Çoğu zaman depresyonun genetik olup olmadığını saptamak için kan testine de ihtiyaç vardır.
Depresyon genetik nedenler dışında vitamin eksikliği ve tiroid gibi hastalıklardan da kaynaklanabilir. Bu gibi tibbi durumların tedavisi depresyon riskini de ortadan kaldıracaktır.
İlaçlar depresyonun tetikleyicisi olabildiği gibi depresyonun çözümü de olabilir. Depresyonun ilaç tedavisinde antidepresanlar kullanılır.
Bu ilaçlar sakinleştirici ya da yükseltici değildir. Alışkanlık meydana getirmezler.
Antidepresanların uyarıcı etkisi depresyon yaşayan kimselerde görülür. Doktor reçetesi olmadan antidepresan kullanmak son derece tehlikelidir.
Antidepresanlar olumlu etkileri ilk 2 hafta içinde görülebileceği gibi ilk 2-3 ay içinde de görülebilir.
Eğer hastalar birkaç hafta içinde herhangi bir dönüt almazsa mutlaka doktoruna danışmalıdır.
Psikologlar genellikle ilaç tedavisine ilk 6 ay ve sonrasında düzenli şekilde devam edilmesini önerirler.
Yüksek depresyon riski altındaki belirli bireyler içinse uzun süreli ilaç tedavisi öngörülür. Amaç atakların şiddetini ve sıklığını azaltmaktır.
Hafif depresyon tedavisinde tek başına kullanılan psikoterapi (konuşma tedavisi), şiddetli depresyon hastalığında ilaç tedavisi ile birlikte yürütülür.
Bilişsel davranışçı terapinin psikoterapide en etkili yöntemlerden biri olduğu saptanmıştır.
Problem çözmeye odaklanan bilişsel davranışçı terapi, danışanın çarpık ya da olumsuz düşünceyi hızlı bir şekilde tanımasına ve çözüm üretmesine yardımcı olur.
Psikoterapi yalnızca hasta ile değil hasta yakınlarıyla da grup terapisi şeklinde gerçekleştirilebilir. Bunun temel sebebi depresyona neden olan çevresel faktörlerin etkisini azaltmaktır.
Diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen hastalar için belirlenmiş tedavi yöntemidir. EKT yönteminin depresyondaki başarısı %80’dir.
Bu tedavi yönteminde hastanın başının bazı bölgelerine eloktrotlar yerleştirilir. Kısa ve kontrollü elektrik akımı ile beyinde epileptik nöbet oluşturmak hedeflenir. Böylece beyinde ritmik bir elektrik aktivitesi oluşturulur ve kimyasallar salgılanır.
Duygulanım bozukluklarının tedavisi için etkin bir metottur.
Depresyon nedir; Depresyon göz ardı edilmemesi gereken ciddi bir hastalıktır ve tedavisi mümkündür.
Doğru teşhis ve tedavi ile depresyondan kurtulabilirsin!
Depresyon belirtilerini kendinde gözlemlemeye başladığında uzman bir psikoloğa danışmak en sağlıklı adım olacaktır.
Tedavilerinden en etkin verimi almak için kendine yardım edebilirsin!
Yukarıda depresyonun belirtilerini aktarmıştık. Bunlardan birkaçını düzenli şekilde gözlemlediğinde kendine yardım etmeyi ihmal etmemelisin.
Özellikle majör depresyon görülen hastalarda gerçeklikten kopma söz konusudur. Bu nedenle sanrı ve halüsinasyon görme olasılığı yüksektir.
Depresyon türleri içinde en ağır atlatılanıdır.
Üzüntü, değersizlik, umutsuzluk, karamsarlık, kaygı gibi olumsuz duygular en üst düzeyde hissedilir ve bireyin hem zihinsel hem de bedensel bütün verimliliğini düşürür.
Eğer 2 hafta süresince yoğun şekilde keyifsizlik, mutsuzluk ve karamsarlık deneyimliyorsan hemen bir uzmana danışmalısın!
Depresyon intiharın birincil sebepleri arasındadır.
Kişinin her anını son derece olumsuz etkileyen bu hastalık, yoğun yaşandığında ya da tedavi edilemediğinde intihar teşebbüsüne neden olur.
Depresyonun tedavi süresini hastalığın şiddeti ve hastanın tedaviye verdiği dönüt belirler.
Kimi hastalar hafif depresyon geçirip birkaç içinde toparlanabilirken ağır depresyon geçiren kimlerin tedavisi birkaç ay hatta birkaç yıl sürebilir.
Kadınlarda görülen depresyon sıklığı erkeklerde görülenden 2 kat fazladır.
Bunun temel sebebi hormonal denge ve geleneksel kadın rolüdür:
-cinsel ve duygusal istismar
-doğum
-adet dönemi
-aile ve toplum baskısı
Yukarıda belirtilen nedenler kadınların depresyona olan yatkınlığını arttırmaktadır.
Maalesef, depresyon tekrarlayan bir hastalıktır. Bir kez deneyimlendiğinde bir daha deneyimlenme ihtimali yüksektir.
Depresyonun yeniden oluşmasını tetikleyen faktörler:
-60 yaş üzerinde depresyon görülmesi
-Anksiyete ve madde kullanımı
-Kalıtsal özellikler
Evet, gösterir. Yaşlılarda ve çocuklarda bedensel ve zihinsel etkileri daha yoğun gözlemlenir.
Duygusal ifadelerin azalma riski oldukça yüksektir. Yorgunluk, iştahsızlık ve uykusuzluk dile getirilirken yılgınlık hissi ifade edilemez.
Özellikle yaşlılarda bazı somut şekilde görülen belirtiler depresyondan çok yaştan kaynaklı olabilir.
What Is Depression?, Felix Torres, M.D., MBA, DFAPA, 2020
Depression (major depressive disorder), Craig Sawchuk, Ph.D., L.P
What is depression and what can I do about it?, Nicole Washington, DO, MPH 2022
Clinical depression, NHS, 2021
Sana en uygun online psikolog ile eşleşmek için testi çöz
BAŞLAİlk seansın %15 indirimli
Kod: BASLA15Terapine Şimdi Başla
Terapistleri GörüntüleTerappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.