Rüya Nedir? Neden Rüya Görürüz? Bilinçaltı Arasındaki İlişki

Yazan: Terappin
| 09 Aralık 2021 tarihinde yayınlandı. 03 Nisan 2023 tarihinde güncellendi.
Rüya Nedir? Neden Rüya Görürüz? Bilinçaltı Arasındaki İlişki

Rüyalar, insanlık tarihi boyunca büyük ilgi ve merak konusu olmuştur. Uyku sırasında deneyimlenen bu garip ve bazen dehşet verici deneyimler, bilim insanları, filozoflar ve sanatçılar tarafından incelenmiş ve yorumlanmıştır.

Rüyaların anlamları, sembolleri ve nedenleri hakkında birçok teori ve görüş ortaya atılmıştır. Ancak, rüyaların doğası hala tam olarak anlaşılamamıştır.

Sende, rüya nedir, neden görülür, ne anlama gelir ve bilinçaltı ile ilişkisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsan başlayalım.

Rüya Nedir?

Rüya bilimsel olarak nedir? Uyku esnasında zihinde oluşan, duygu, düşünce, algı, ve hayal bileşenlerinden oluşan bir deneyimdir. Rüyalar genellikle görsel, işitsel, dokunsal ve duygusal unsurlar içerirler. Rüyalar genellikle uyku döngüsünün REM (Rapid Eye Movement) evresinde görülürler ve bu evrede beyindeki faaliyetler artar.

Rüyaların kaynağı hala tam olarak anlaşılamamıştır, ancak bazı araştırmalar, rüyaların bilinçaltındaki düşünceler, duygular, deneyimler ve belleklerin etkisi altında oluştuğunu göstermektedir. Rüyalar aynı zamanda kişinin günlük yaşantısındaki deneyimlerini işlemesine, yüzleşmesine ve anlamlandırmasına yardımcı olabilirler.

Rüyaların anlamı ve yorumu konusunda farklı düşünceler vardır. Bazıları rüyaların sadece zihinsel bir aktivite olduğunu düşünürken, bazıları rüyaların önemli mesajlar ve ipuçları içerdiğine inanırlar. Rüyaların anlamı ve yorumu, kültürel, psikolojik ve bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Rüyaların Yorumlanması

Tarih boyunca rüyaların önemi ve anlamları üzerine birçok kültürel ve dini inançlar geliştirilmiştir. Sümerler ve Antik Mısır'da rüyalar, tanrılarla olan iletişim aracı olarak kabul edilirdi. Bu kültürlerde rüyaların yorumlanması ve anlamları üzerine birçok kaynak bulunmaktadır.

Peki ama psikolojide rüya nedir?

Sigmund Freud'un rüyalar hakkındaki teorileri, modern psikolojinin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Freud, rüyaların bilinçaltının ifadesi olduğunu savunmuştur ve rüyaların yorumlanmasıyla kişinin bilinçaltındaki dürtüleri ve istekleri anlamaya çalışmıştır. Freud'un rüya teorileri, rüyaların psikolojik etkileri üzerine yapılan araştırmaların temelini oluşturmuştur ve günümüzde de hala geçerliliğini korumaktadır.

Freud, rüyaları “Bilinç dışına giden kraliyet yolu” olarak görür.

Takip ettiği hastalarından rüyalarını, ket vurmadan serbestçe anlatmalarını ister, “rüya çalışması” dediği yöntemi geliştirir.

Onun sayesinde terapide rüyalar bol hasat alınan verimli topraklara dönüşür.

Freud’a göre rüyalarda bilinç dışı istekler doyurulur. Çoğu zaman kendimize bile itiraf edemediğimiz saklı gerçekler su yüzüne çıkar. Fakat bunlar yine zihnimizin uyguladığı “sansürler’’ nedeniyle şekil değiştirmiştir.

Bilinç dışı, açığa çıktığında anksiyete yaratabilecek, yüzleşmesi güç arzuları çarpıtır.

Freud’a göre bu çarpıtma uykunun devamı için gereklidir “Rüya uykunun bekçisidir”.

Çünkü yoğun duyguları yaşadığımız, içeriği açık rüyalar, kâbus gibidir ve kişiyi uyandırır ve uyku bozukluklarına neden olabilir.

Rüyalar arzu ile uyku arasındaki şaşırtmacalı uzlaşmalardır. Aynı zamanda bu çarpıtma kendimizle yüzleşmemize gösterdiğimiz “dirençtir’’. Bu direnç nedeniyle rüyalar hatırlanamaz veya çabucak unutulur.

Uyandığımızda saçma bulduğumuz rüyalar aslında iç dünyamızda kaynayan sorunların temsilleridir.

Rüyalar bilinçdışının zamansız, mekânsız, mantıkdışı itkilerinden oluştuğu için bize tutarsız gelir.

Yer değiştirme ve yoğunlaştırma adı verilen çarpıtma yöntemleri ile rüyanın içeriği saklanır.

Bizde etkili izler bırakan anılar ve duygular günlük olayların sahnesinde başka oyuncularla ve farklı olaylarla tekrarlanır. O nedenle “günün tortusu” denilen ve asıl mesajı gizleyen, rüya görülen günle ilgili fazlalıkların ayıklanması gerekir. Ancak ondan sonra rüya işlenebilecek bir ham madde olur.

Daha sonraki işlem “gizli içeriği” anlamak için rüyanın işlenmesi çözümlenmesidir. Bu çözümlemeyi terapist ve hasta birlikte “çalışarak” yapabilirler.

Burada uygulanacak yöntem rüya ile ilgili her türlü çağrışımı (düşünceyi, duyguyu, sözü) serbest bırakmaktır. Terapist yansız bir gözle yönlendirir ve yardımcı olur.

Rüyaların Sembolleri ve Anlamları

Rüyaların sembolik anlamları, psikolojik açıdan farklı yorumlara sahiptir. Psikanaliz kuramı, rüyaların sembolik dilini çözmeye çalışırken, farklı sembollerin farklı anlamları olabileceğini ve rüyaların kişinin bilinçaltındaki duygularını ifade ettiğini savunur. İşte, bazı yaygın psikanalitik rüya sembolleri ve anlamları:

Ev: insanın bedenini sembolize eder.

Otorite figürü: Kral veya kraliçe insanın anne ve babasını temsil eder.

Su: Doğumu temsil etmektedir. Suya atlama, sudan çıkma, bir insanı kurtarmak gibi eylemler anne-çocuk ilişkisinden mesaj alır.

Yolculuk: Freud’a göre ölüm fikrine ve korkusuna işaret eder.

Yeraltı: Birini aramak anlamına gelmektedir.

Cinsel Semboller: Cinsel arzuyu temsil etmektedir.

Yılan: Gizli korkuları ve güç arzularını temsil eder.

Uçmak: Özgürlük, başarı ve yükselişi temsil eder.

Ölüm: Yeni başlangıçların sembolüdür. Duygusal veya fiziksel bir dönüşümün işaretidir.

Ayna: Kişinin kendisiyle ilgili görüntüsünü temsil eder.

Araba: Kişinin hayat yolculuğunu temsil eder.

Kedi: Gizli arzuların, gizemli veya sinsi davranışların sembolüdür.

Saat: Kişinin hayatındaki zamanın değerini ve kısıtlılığını temsil eder.

Tabii ki, rüya sembolleri ve anlamları, her zaman sabit değildir ve kişiden kişiye değişebilir. Rüya sembollerinin yorumlanması, kişinin öznel deneyimlerine, kültürel inançlarına ve psikolojik durumuna göre değişebilir.

En Sık Görülen Rüya Türleri

Rüyalar, çeşitli türleriyle insanların uyku sırasında deneyimlediği zengin iç dünyalarıdır. İşte, en sık görülen rüya türleri:

Kovalama rüyaları: Kişinin kovalandığı, kaçtığı veya saklandığı rüyalardır. Bu rüyalar genellikle kaygı, endişe ve korku hissiyatlarına işaret eder.

Düşme rüyaları: Kişinin yüksek yerlerden düştüğünü veya aşağı düştüğünü hayal ettiği rüyalardır. Bu rüyalar, kontrol kaybı, başarısızlık ve güvensizlik hislerinin sembolü olabilir.

Okul ve sınav rüyaları: Kişinin okulda veya sınavda olduğu, notlarının düşük olduğu veya hazırlıksız olduğu rüyalardır. Bu rüyalar, kaygı ve stresle ilgili olabilir.

Uçma rüyaları: Kişinin uçtuğunu veya planörde olduğunu hayal ettiği rüyalardır. Bu rüyalar, özgürlük, başarı ve yükselişi temsil edebilir.

Cinsel rüyalar: Kişinin cinsel arzularını ve fantazilerini yansıtan rüyalardır. Bu rüyalar, kişinin cinsel kimliği ve arzularıyla ilgili olabilir.

Rüya ve Bilinçaltı İlişkisi

Psikolojik kuramlar, rüyaların bilinçaltındaki düşüncelerin yansıması olduğunu savunur. Rüyalar, kişinin bilinçaltında depolanan düşüncelerin, duyguların ve deneyimlerin sembolik olarak ifade edildiği bir alan olarak düşünülebilir. Örneğin, günlük yaşamda yaşanan bir stresli durum, uyku sırasında rüya sembolleriyle ifade edilebilir.

Sigmund Freud, rüyaların bilinçaltındaki gizli arzuların ifadesi olduğunu savunmuştur. Ona göre, rüyalarda sembolik ifadeler kullanılarak bilinçaltındaki arzuların ifadesi yapılmaktadır. Carl Jung ise, rüyaların kolektif bilinçaltı ile ilgili olduğunu düşünmüştür. Ona göre, bazı rüyalar, insanlık tarihindeki ortak sembollerin yansımasıdır.

Sonuç olarak, rüyaların bilinçaltıyla yakından ilişkili olduğu düşünülmektedir. Rüyalar, kişinin iç dünyasını anlamak için önemli bir araç olarak kullanılabilir.

Kaynakça:

What Do Dreams Mean?, Cleveland Clinic, 2022
Pre-cognitive dreams, McNamara, P. Pschology Today, 2021
What does it mean when we dream?, Hannah Nichols, 2018
Dreams, Eric S. 2023

Paylaş
Terappin LinkedIn Terappin LinkedIn Terappin LinkedIn Terappin Youtube Kanalı

BLOG

Önerilen Diğer İçerikler

Terappin'de İlk Seansın BASLA15 koduyla %15 İndirimli

Terappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.

Terapi Yolculuğuna Başla