
Gülümsemek, gün içinde en çok gösterdiğimiz fiziksel reaksiyonlardan biri. Araştırmalar bize, mutlu yetişkinliklerin ortalama 40-50 kez, çocukların ise günde ortalama 400 kez güldüğünü gösteriyor. Burada çoğumuzun kaçırdığı nokta ise şu: gülümsemek bir tercih olabilir.
İnsanlar gülümsemeye, bunun ötesinde ise mutluluğa çok şey atfediyor. İşte tam da bu nedenle ekim ayının ilk cuması, “Dünya Gülümseme Günü” olarak belirlendi. Dünyanın gülümseme ile iyileştirilebileceğine inanan reklam grafikeri Harvey Ball, günümüzde her yerde karşılaşabileceğim sarı gülen yüz ikonunu geliştirdi. Peki, sen dünyanın en basit eylemlerinden biri olan gülümsemek hakkında ne biliyorsun?
Gülümsemek Neden Önemlidir? Türleri Nelerdir?
Gülümsemek, mutluluğu hayatımıza çağırır ve yüzümüzdeki kasların yaptığı hareketlerden çok daha fazlasıdır. Doğduğumuz andan itibaren gerçekleştirebildiğimiz bu reaksiyonun önemi ise, içeriğin ilerleyen satırlarında belirttiğimiz faydalarından kaynaklanıyor.
Daha detaylı incelediğimizde ise tebessümümüzün tek kaynağının mutluluk olmadığını, bazı zamanlarda belirsizliği, yası, utancı veya korkuyu da ifade edebileceğini söyleyebiliriz. Haydi hayatımızın farklı zamanlarda gösterdiğimiz bu refleksin farklı türlerini beraber inceleyelim:
Ödül gülüşü:
Bu gülümseme türü mutluluk, memnuniyet, onay, diğer olumlu duyguları ifade eder. Araştırmacıların bu gülüşü bu şekilde adlandırmalarının sebebi ise kendimizi veya başkasını motive etmek için kullanıyor olmamız. Birçok duygusal uyaran içeren bu gülümseme ile ağız, yanak, göz ve kaş çevremizdeki kaslar aktive olur. Bu da olumlu duyguları artırarak davranışımızı pekiştirir.
Bir bebeğin annesine beklenmedik bir şekilde attığı gülüş buna bir örnektir. Somut olayda iyi hissetme ile ilişkilendiren dopamin hormonu annenin ödül merkezini tetikler. Bir başka deyişle anne, bebeğinin görünürdeki mutlu hali için ödüllendirilir.
Bağlılık, yakınlık hissi ile gülümsemek:
İnsanlar bu gülüşü kibar olmak, güvenilirlik ve aidiyet duygusunun pekişmesi adına sergilerler. Merhametli, içten bir gülüş buna iyi bir örnek teşkil edebilir. Dudaklar yukarı doğru çekilirken yanaklarda çukurlaşma oluşabilir. Dişler kapalı olduğu şekilde gülümsemek, yapılan bir araştırmaya göre karşı tarafta ilkel diş sıkma hareketinin getirdiği öfke sinyalinin tam tersi etki doğurur.
Baskınlık düşüncesini hissettirerek gülümsemek:
Üstünlük kurma isteğiyle takınılan, alaycı bir aşağılama veya iğrenme duygusunu göstermek için bürünülen yüz ifadesidir. Bu türün mekaniği daha önce bahsettiğimiz iki türe oranla daha farklı işler. Baskınlık gülümsemesinin asimetrik olma olasılığı diğerlerine oranla daha yüksektir. Ağzın bir tarafı yükselir, diğer tarafı yerinde kalır veya aşağı doğru çeker. Ek olarak gözün beyaz kısmının daha fazla ortaya çıkması için dudak kıvırmak ve kaş kaldırmak da mümkündür.
Okurken aklında oluşan yüz ifadesi biraz abartılı gelse de, karşı tarafı acımasızca hedef alan bu gülüşün işe yaradığını söyleyebiliriz. Yapılan bir çalışmada, bu yüz ifadesini takınmış bir kişi ile karşılaşan katılımcıların, karşılaşmadan sonra 30 dakikaya kadar stres hormonu olan kortizol seviyelerinin diğerlerine göre daha fazla olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yalancı gülümseme:
Yüz, çok da iyi bir yalan detektörü sayılmaz. Yalan söylerken gülümsemek, deneyimli kolluk kuvvetlerinin bile tespitini yaparken zorlandığı bir konu olarak görülüyor.
2012 yılında yapılmış bir incelemede, ailesindeki kayıp kişiyi bulmaya çalışırken videosu çekilmiş aile bireylerinin yüzleri, kare kare yapılmış analizlerle incelendi. Sürecin sonunda ise videodaki kişilerin yarısı, aile üyesini öldürmekten suçlu bulundu.
Keder veya özlem duygusuyla gülümsemek:
İnsan, psikolojisi ve fizyolojisi ile oldukça karmaşık bir organizmadır. Bu durum da, duygusal bir anın, acının ortasında da gülümsememizi mümkün kılar.
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüsündeki uzmanlar, yas sürecinde zor da olsa gülümsemenin kişiyi iyileştirebileceğini düşünüyorlar. Gülümsemek, yapılan araştırmalarca fiziksel açıdan da yararlı görülüyor. Acı çeken insanların yüz ifadeleri incelendiğinde sevdiklerinin yanındayken daha fazla güldükleri görülüyor. Bu da gülümsemenin aynı zamanda başkalarına iyi olduklarına dair güven vermek için de var olduğunun altını bir kez daha çiziyor.
Kibar gülümseme:
Nazik bir insan denince aklımızda canlanan kişiler, genellikle güler yüzlü olanlardır. Biriyle tanışırken, bir şey rica ederken belki de bir şeyi saklarken takındığımız bu ifade, gün içinde en çok gözlemlediğimiz gülüş türlerinden biridir. Çoğu zaman bu gülüşü sergilerken mimik kasımız çalışır fakat gözlerimizin çevresindeki kasımız çalışmaz. Bir başka deyişle bu durum bize, gülümsemek ile ilgili sözlerden şunu hatırlatır: Gözler yalan söylemez ve sahici olmayan bir gülümsemenin ayırt edilmesini sağlayabilir!
Bunu bir bakıma mesafeli bir duruş olarak değerlendirebiliriz. Gerçek duyguların yol açtığı gülümsemeler kişiler arası yakınlaşmayı artırma eğilimindeyken bu gülümseme, nezaketi sürdürürken aradaki mesafeyi korumaya yardımcı olur.
Flörtöz gülümseme:
Gerçek gülümsemenin kişileri yakınlaştığından bahsetmişken, ikili ilişkilerde de kullanabileceğimiz bu taktikten bahsetmemek olmazdı. Gülümsemek, seni daha çekici kılar. Öyle ki, flört uygulamaları ve ikili ilişkileri ele alan içerikler, gülüşün ile çevreni nasıl etkileyeceğine dair birçok tavsiye verir.
Gülümserken dudaklarını bir arada tutarak kaşını kaldırabilirsin. Daha utangaç birinin başını hafifçe eğmesi ise bir refleks halini almış olabilir. İçten, yoğun bir gülüşün göreceli çekicilik anlayışında da kişileri avantajlı konuma getireceğini düşünen bir çalışma mevcut.
Utangaç gülümseme:
Diğerlerinden daha kısa süre süren bu mimiğe genellikle başın aşağı doğru eğilmesi ve bakışların sola kayması eşlik eder. Utandığınız sırada yüzünüze dokunma olasılığınız da yüksek olacaktır.
Duchenne gülümsemesi:
Gerçek keyfin tebessümü olarak da bilinir. Tüm yüzünü aydınlatan bu tebessüm, ağzı, yanakları ve gözleri aynı anda içererek tüm yüzünü aydınlatır.
Sizi güvenilir, özgün ve arkadaş canlısı olarak gösterir ve profesyonel hayatınızda insanlarla iç içeyseniz yapacağınız görüşmelerde iki tarafın da mutlu olmasını sağlar.
Yapılan bir çalışmada, 1952 yılına ait beyzbol takım kartları incelendi. Fotoğraflarda kendine özgü ve yoğun bir tebessümü olan oyuncuların daha uzun yaşadığı tespit edildi. Başka bir çalışmada ise ilk yıllıklarındaki fotoğraflarda bu gülüşe sahip öğrencilerin, sonraki yıllarda mutlu bir evlilik yaptıkları gözlendi.
Faydaları Nelerdir?
Pozitif kalmana yardımcı olur:
Şimdi seninle ufak bir mutluluk sırrı paylaşacağız. Gerçekten mutlu olmasan bile eğer gülümsersen beynine ve vücuduna mutlu olduğuna dair sinyal gittiğini biliyor muydun? Yani gülümsemek, bir bakıma gerçek mutluluğu sağlıyor. Bizce denemeye değer. Gülümsemek, sinir iletişimini geliştirir, dopamin ve serotonin hormonlarının salınımına yardımcı olarak doğal bir antidepresan etkisi gösterir.
Stresi azaltır:
Stres, ruhumuza olduğu gibi bedenimize de yansır. Gülmek sadece görünüşümüze için değil, mental sağlığımıza da katkı sağlar ve stresi azaltmaya yardımcı olur. Stres hakkında daha çok bilgiye sahibi olmak için bloğumuzda yayınlanan “Stres Nedir?” ve “Stres Yönetimi Nedir” içeriklerine göz atabilirsin.
Bağışıklık sistemini güçlendirir:
Bedenimizin daha rahat hissettiği bu anlarda bazı nörotransmitterlerin salınımı artar. Bu sayede de bağışıklık fonksiyonunun düzeldiği düşünülmektedir. Bunun sonucunda ise bağışıklık sisteminizin daha etkili çalışmasına yardımcı olup genel sağlığınızı da artırmasını sağlayabilir.
Kan basıncının düşmesine yardımcı olur:
Kahkaha kalp atış hızında ve solunumunda anlık bir artıştan sonra kan basıncını düşürür. Stres karşında kalp atış hızını azalttığı gösterilmiş olsa da kesinlik kazanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Gülümsemek bulaşıcıdır, çevrendeki mutluluğu da artırır:
Gülümsemek, sadece kendi enerjin için değil, etrafındakilere de enerjinle ışıltı saçman için çok önemlidir. Beynimizde yüz ifadelerini otomatik algılayıp yorumlayan ayna nöronlar vardır. Adından da anlaşılabileceği gibi bu nöronlar, karşı tarafın ifadelerini bilinçsizce taklit etmemize neden olabilir. Bu görüşe ek olarak, bir gülümseme ile karşılaştığımızda sevildiğimizi hissederek biz de karşı tarafa gülümseriz. Bilimsel bir gerçek haline gelen bu “bulaşıcılık”, gülümsemek neden önemlidir ifadesinin cevabını uygulamalı olarak almanı sağlar.
Başarı olasılığını artırır:
Yapılan araştırmalar, gülümseyen insanların daha özgüvenli göründüklerini ve bu nedenle terfi etme olasılıklarının da daha fazla olduğunu göstermiştir. İş görüşmeleri ve toplantılar bu taktiği deneyimlemen için iyi bir fırsat olacaktır.
Gülümsemek ağrıyı azaltır:
Mutluluk hormonu olarak bilinen dopamin ve serotonin salınımının artmasına yardımcı olduğunu daha önce de ifade etmiştik. Gülümsemek, sadece ruh halini iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda vücudunu da rahatlatarak fiziksel ağrıyı azaltır.
Daha uzun bir ömür yaşamana yardımcı olur:
Evet, yanlış okumuyorsun. Harvard Tıp Fakültesi yayını Harvard Health Publishing’e göre gülümsemenin daha uzun bir ömür sağlama iddiası, iyimserliğin kanser ve enfeksiyondan ötürü gerçekleşen erken ölüm riskini azaltmasından ileri gelir. Ek olarak, 2010’da yapılan bir araştırmada, gülmenin de daha uzun bir ömürle ilişkili olduğu ileri sürülmüştür. Mutlu insanların daha sağlıklı ve uzun ömürlü olduğu gözlense de, bunun kesin olduğunu söylemek için şimdi erken ve daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.
Gülümsemek seni daha çekici kılar:
Kaş çatma, yüz buruşturma gibi mimikler bizi insanlardan uzaklaştırırken, tebessüm eden bir yüze çekilme olasılığımız fazladır. Hatta bunun sayesinde yeni tanıştığın insanların, senin olumlu kişilik özelliklerine sahip olduğunu düşünme ihtimalleri de artacaktır. Yapılan bir araştırmada erkeklerin kadınlarda en çekici bulduğu duygunun gülümsemenin bir yansıması olan mutluluk olduğu belirtilmiştir. Bu liste, kadınlarda değişiklik göstermiştir. Bu konu hakkında ekleyeceğimiz son şey ise seni çok mutlu edecek. Güldüğünde çalışan kaslar, yüzünü kaldırarak daha genç görünmeni sağlar.
Daha Çok Gülümsemek İçin İpuçları
İyimserliğimizi korumak her zaman kolay değildir. Buna karşın objektif bir değerlendirme yaptığında ise durumun o kadar kötü olmadığını da gözlemleyebilirsin. Yaşadığımız zorlu koşulların özgüvenimizi zedeleme ihtimaline karşın olumlama yapmak, derin bir nefes almamızı ve sonunda gülümsememizi sağlayabilir.
Olumlama, zor bir durumun ortasında iken kendini onayladığını içinden veya yüksek sesle ifade etmendir. Başınızdan geçen olumsuz düşüncelerin üstesinden gelmek adına iyi bir yoldur. Kendini taktir ettiğin veya başarılı bulduğun bir alan hakkında olumlama yapabilirsin.
Olumlama yaparken kaçınman gereken davranış ise toksik pozitiflik. Kendini ikna etmen, değer vermen seni zorlayan faktörleri inkar etmen değildir. Hayat toz pembe değil, maalesef hiçbir zaman da olmayacak. Aşağıdaki cümleler, süreci daha iyi yönetebilmen için örnek olabilir:
- “Şu anda karşılaştığım durumlarla mücadele edebilecek kadar güçlüyüm.”
- “Daha önce de böyle bir durumla karşılaştım, bunu da atlatabilirim.”
- “Bu his beni rahatsız etse de onu kabul ediyorum.”
- “Zorlu bir durumdayım fakat yeteneklerim sayesinde bununla başa çıkabilirim”
Aynaya baktığında “Dünyadaki en iyi ressam sensin.” demek gerçekçi değildir ve uzun vadede seni hayal kırıklığına uğratabilir. Buna karşılık “Uzun zamandır geçirdiğin en verimli dönemlerden birindesin.” demek gözlemlediğinde, gerçekçi bir tespitse seni daha çok tatmin edecektir.
Pozitif düşünmeye alışık olmayabilirsin ki bu yer yer seni haklı ve gerçekçi kılabilir. Zaman zaman garip gelse de aynaya bakarak olumlu şeyler söylemeye çalışmak ve mümkünse bunu yüksek sesle yapmak, kötümserliğini aşmanı sağlayabilir. Buradaki püf nokta, kendini ikna etmen ve gün sonunda içten bir şekilde gülümsemendir.
Gülümsemenin ruhuna ve bedenine ne kadar iyi geldiğini yazımızın başında belirtmiştik. Daha sonra da olumlama ile ilgili ufak çaplı bir bilgilendirme yaptık. Bunlara ek olarak daha çok gülümsemen için yapabileceğin birkaç şey daha var. İşte daha fazla gülmen için sana verebileceğimiz üç tüyo:
Güne gülümseyerek başlamayı deneyebilirsin: Bir sürü yapışkanlı kağıt al ve onların üzerine seni mutlu eden şeyleri, kişileri, olumlamaları ve yerleri yaz. Daha sonra onları her sabah görebileceğin bir yere yapıştır. Sevdiğin şeyleri görmek, gününün güzel başlamasını sağlar.
Sosyal medya için kolaj yapabilirsin: Güldüğün anlardan oluşan bir kolaj yap ve sosyal medya hesaplarında yayınla. En sevdiğin gülümsemenin, arkadaşınla geçirdiğin güzel bir vaktin, sevdiğin bir yerin bulunduğu fotoğraflar hem sana hem de takipçilerine olumlu enerji verecektir.
Gülümsemenin her türünü deneyebilirsin: İçeriğin başında farklı gülüş tiplerinin varlığından, nedenlerinden ve hangi kas tiplerini çalıştırdığından bahsetmiştik. Bu farklı gülüş tiplerini ayna karşısında tek tek deneyebilir ve sende yarattıkları etkiyi test edebilirsin.