Söz konusu romantik ilişkiler olduğunda çoğunlukla belli bir çerçevede düşündüğünüzü ve davrandığınızı fark ettiniz mi?
Belki kıskançlık yapıyorsunuz, belki uzun süre yalnız kalmaktan korkuyorsunuz, belki de hem kendinize hem de partnerinize sonsuz güveniyorsunuz.
Tüm bu yaşanan süreci açıklamanın çeşitli yolları var. Bunlardan biri de ‘‘Bağlanma Teorisi’’ adı verilen teori. Siz de bağlanma stilleri hakkında daha fazla bilgi edinerek öz farkındalığınızı artırabilir, toksik ilişki yaşamadan daha sağlıklı ve uzun soluklu ilişkiler kurabilirsiniz.
Üstelik bağlanma stilleri içerisinden size ait olanı biliyorsanız ve ondan hoşnut değilseniz, onu değiştirmeniz de mümkün. İşte tüm bu saydıklarımızı bu yazımızda bulabileceksiniz.
Bağlanma Teorisi (Bağlanma Kuramı), 1950’lerde İngiliz Psikanalist John Bowlby tarafından yaratılan ve Amerikalı Psikolog Mary Ainsworth tarafından genişletilen teoridir. Bu teoriye göre, birincil bakıcılarınızla aranızda oluşan bağ; kuracağınız ilişkileri nasıl geliştireceğinizi, bu ilişkilerde ne gibi tutum ve davranışlarda bulunacağınızı belirler.
ABD’nin Teksas eyaletinde psikologluk ve çift terapisti olarak görev yapmakta olan Kristina Jordan, teoriye dair şunları söylüyor: ‘‘Bu teori, bebeklerin birincil amacının bakıcısıyla (annesine, babasına vb.) olan yakınlığını sürdürmektir. Evrimimizi düşündüğümüzde, bu davranış hayatta kalmak için gerekli bir davranıştır. Bowlby, bu evrim nedeniyle bebeklerin ve çocukların ebeveynlerine yakın kalabilmek için onları dikkatle izlediğine ve bunun sonucunda bir strateji geliştirdiğine inanıyordu."
Teoriye göre bağlanma stilleri 4 adettir:
İlişki Uzmanı Katarzyna Peoples’ın tanımıyla bu stil; sağlıklı ve uzun süreli ilişki kurma becerisidir.
Güvenli bağlanmayı kusursuz bulduğunuza eminiz. Peki, bu stile sahip olunur?
Elbette sorunun cevabı yine birincil bakıcı ile yakın ilişkiler kurmaya uzanıyor. Çocukluk döneminde birincil bakıcısıyla arasında yakın ilişki olan, herhangi bir ceza almaksızın onaylanma veya güvence isteyebilen bireyler; gelecekte güvenli bağlanma stili geliştiriyor.
Özetle, güvenli bağlanma, çocukluk döneminde birincil bakıcınızla aranızdaki güven dolu bağ; güvenli bağlanmayı beraberinde getiriyor denebilir. Burada en önemli nokta; çocukluk döneminde kurduğunuz o güvenli bağın size güvende, anlaşılmış, rahatlamış ve değerli hissetmiş olması. Bu noktada birincil bakıcılara da büyük bir sorumluluk düştüğünü düşünürsek, çocuklarıyla yakın ilişkiler ve güvenli bir bağ kurabilmiş olan kimselerin o zamanlar duygusal anlamda erişilebilir olduğunu ve gerek duygularının gerekse davranışlarının farkında olduğunu söyleyebiliriz.
Peoples, bu konuyu şu şekilde açıklıyor: ‘‘Çocuklar birincil bakıcılarından güveni, güvenli bağlanmayı almanın yanı sıra birincil bakıcıların bizzat kendisini de model alır ve yetişkinlik döneminde ortaya çıkacak olan güvenli bağlanma böylece filizlenmeye başlar.’’
Bu stilin çeşitli belirtileri mevcuttur:
Bu bağlanma stilinin ilişkilerdeki tezahürünü Peoples bu sözlerle betimliyor: ‘‘Güvenle bağlanma varsa, hem fiziksel hem de duygusal anlamda kendisini güvende hissederek büyüyen insanlar var demektir. Bu da onların yalnızca başkalarıyla değil, dünyayla da sağlıklı ilişkiler kurabilmesine olanak sağlıyor.
Güvenli bağlanma stiline sahip kimseler, ilişkilerini iyi yönetme eğilimde kimselerdir. Onları incelediğimizde pozitif, güvenilir ve partnerlerine karşı sevgi dolu olduklarını gözleriz. Bu kimselerde partnerlerinin iyi niyetine güven de oldukça yüksektir. Buna bağlı olarak da ilişkide kıskançlık gündemi neredeyse oluşmaz. Bu stil kişilere, sevilmeye layık olduklarını ve herhangi bir dış güvenceye ihtiyaç duymamaları gerektiğini hissettirir.’’
Peoples, bu bağlanma stilini bireylerle fiziksel ve duygusal yakınlık geliştirememekten kaynaklanan uzun süreli ilişki kuramama hataları şeklinde açıklıyor. Bu durumun hiç kuşkusuz birincil bakıcılarınızla doğrudan bağlantısı bulunmakta. Çocukluğunuz, katı veya duygusal anlamda mesafeli bir birincil bakıcıyla geçtiyse; bu, yetişkinlik döneminde bu bağlanma stiline sahip oluşunuzu büyük oranda açıklıyor.
Kristina Jordan, ilgili bağlanma stilinin temeli olarak görebileceğimiz ebeveynlere dair şunları söylüyor: ‘‘Bu bağlanma stiline sebep olduğu düşünülen bazı ebeveynler tamamen ihmalkar; ancak bazıları da ihmalkarlıktan ziyade sadece biraz daha meşgul, ilgisiz ve duygulardan, hayallerden, umutlardan ve korkulardan çok okul notları, gündelik işler ya da görgü kuralları gibi konularla ilgilenmeyi tercih ediyor.’’.
Peoples ise tüm bunların sonucunda çocukların, kimsenin yardımına veya desteğine ihtiyaç duymamak için, güçlü bir bağımsızlık duygusu benimsemeyi öğrendiğini söylüyor.
Bu bağlanma stilinin en yaygın belirtilerini şu şekilde sıralamak mümkün:
Peoples, kaçıngan bağlanma stiline sahip kimselerin duygusal yakınlık kurma noktasında eksik olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
‘‘Bu kimselerde romantik ilişkilerin herhangi bir derinlik kazanması söz konusu değil.’’
Kaçıngan bağlanma stilinin romantik ilişkilerde diyaloğa izin verdiğini; fakat duygusal bir yakınlaşmadan kesinlikle kaçındığını söyleyen Peoples: ‘‘Kişiler partnerlerinin kaçıngan stil geliştirdiğini fark ettiği anda duygusallığın devre dışı kalacağının, asla partnerleriyle istedikleri duygusal bağı yakalayamayacaklarının bilince erişiyorlar.’’.
Kaygılı bağlanma (güvensiz bağlanma) stilinin gelişmesinde rol oynayan 4 temel sebep vardır. Bu sebepleri sıraladığımız takdirde, bu bağlanma stilinin ne manaya geldiğini kolaylıkla anlayacağınızı düşünüyoruz. Bu 4 temel sebep şunlardır:
Elbette diğer bağlanma stillerinde olduğu gibi, bu stilin de oluşumunda rol oynayan belli başlı etmenler var. Bu etmenlerin başında, çocuğunun ihtiyaçlarına karşılık veremeyen tutarsız ebeveynlerin bulunduğunu söyleyebiliriz.
Böylesi ebeveynlerle büyüyen çocukların birincil bakıcılarını anlamakta fazlasıyla zorlandığını ve yetişkinlik döneminde onlardan ne beklemeleri gerektiğine dair herhangi bir güvencelerinin de bulunmadığını söyleyen Peoples: ‘‘Bu çocukların ebeveyn ilişkileri hakkında kafası hep karışıktır. Bunun yanı sıra kendilerini çokça kararsız da hissederler. Öte yandan kaygılı bağlanma stiline sahip çocukların, birincil bakıcılarından ayrıldıkları andan itibaren aşırı derece sıkıntı çektikleri de bir gerçektir.’’ diyor.
Jordan ise farklı bir noktaya parmak basıyor ve bağlanma kaygılı şekilde gerçekleşiyorsa bu kişilerin ebeveynlerinde şu gibi özelliklere rastlanabileceğini söylüyor:
Peoples ise tüm bunların sonucunda oluşan manzarayı şu sözlerle tarif ediyor: ‘‘İşte böylece bu çocuklar, başkalarının duygularıyla da kendileri ilgilenmek zorundaymış gibi hissederek büyüyor ve yetişkinlik döneminde birilerine bağımlı bireyler haline geliyorlar.’’.
Bu bağlanma en yaygın belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
Peoples, bu bağlanma stiline sahip bireylerde kendini sevilmeye değer görmeme halinin sıklıkla görüldüğünün, bunun da bu bireyleri partnerlerinden sürekli güvence beklemeye ittiğinin altını çiziyor.
Peoples ayrıca bu kişilerin ilişkide yaşanan tüm olumsuzluklardan ve zorluklardan daima kendilerini sorumlu tuttuklarını, düşük bir öz saygıya sahip olduklarından pek çok kez kıskançlık krizleri yaşayabildiklerini, güvensizlik çektiklerini belirtiyor ve ardından ekliyor:
‘‘Tüm bunların derininde; reddedilme, terk edilme ve yalnız kalma gibi durumlara karşı gelişmiş olan köklü ve yüksek bir korku var. Aslında bu stile sahip olanların sergilediği tutum ve davranışların temelinde de bu korku yatıyor. İlgili tutum ve davranışlar, duyulan korkunun ifade ediliş biçiminden başkası değil.’’.
Peoples, düzensiz bağlanma stilini: ‘‘Son derece tutarsız davranışlarda bulunmak ve güven problemi çekmek.’’ olarak tanımlıyor. Düzensiz bağlanma stiline neden olan başlıca etmenler:
Düzensiz bağlanma stiline sahip çocukların kafalarının karışık olduğu gözlemlenebilir. Peoples, bu durumu bu sözlerle açıklıyor: ‘‘Birincil bakıcılar tutarsızsa ve çocukları tarafından rahatlık ve korku kaynağı olarak görülüyorsa, bu durum çocukların düzensiz davranışlarda bulunmasına yol açıyor.’’.
Düzensiz bağlanma stilinin sıkça rastlanan belirtileri şunlardır:
Bu belirtilere ek olarak, Jordan; bu bağlanma stilinin yetişkinlik de dahil olmak üzere mevcuttaki ruh sağlığı koşulları da bağlantılı olduğunun altını çiziyor:
Düzensiz bağlanma stiline sahip kişilerin, kafa karıştıran ve öngörmesi bir hayli zor davranışlarda bulunduğu biliniyor. Jordan, bu durumu; ‘‘bağımsız ve mesafeli biri olmakla duygusal ve yapışkan biri olmak arasında süregelen bir git gel hali’’ olarak betimliyor.
Bağlanma stilleri ve bu stillerin etkileri hakkında Jordan şunları söylüyor: ‘‘Romantik ilişkilerde partnerimizin bize tıpkı ebeveynimiz gibi davranmasını bekliyoruz, bunu bilinçsizce yapıyoruz. Ve bu beklentiye bağlı olarak da belirli kalıplar içerisinde hareket ediyoruz.’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Bu eğilimler biz farkında olsak da olmasak da bir şekilde ortaya çıkmayı başarıyor.’’.
Peoples, konuya dair şu sözleri dile getiriyor: ‘‘En önemli çıkarım kişinin bağlanma stilini değiştirebileceğini fark etmesi. Kişi, güvensiz stilden kurtulup yetişkinlik döneminde sağlıklı ve güvenli bağlarla kurulmuş ilişkiler yaşayabilir.’’.
Here is How to Identify Your Attachment Style, psychcentral.com, 2021
Sana en uygun online psikolog ile eşleşmek için testi çöz
BAŞLAİlk seansın %15 indirimli
Kod: BASLA15Terapine Şimdi Başla
Terapistleri GörüntüleTerappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.