“Benimkisi dudak tiryakiliği, istesem şu an bırakırım.”
“Bırakmayı ben de istiyorum ama baksana herkes içiyor, bu ortamda nasıl dayanacağım?”
“İçmeyince başım tutuyor ne yapayım?”
Yukarıda yer alan cümleleri muhtemelen daha önce duymuş hatta söylemiş bile olabilirsin. Peki, günlük hayatımızdaki edindiğimiz bir alışkanlık ile bağımlılığı ayıran noktalar nelerdir? Bağımlılık nedir sorusunu merkeze alacağımız bu içerikte, konunun farklı boyutlarına, sebeplerine, tanı koyma ve tedavi süreçlerine değinmeye çalışacağız.
Beynin sistemi içerisinde ödüllendirme, motivasyon ve hafızayla ilgili olan kısmında oluşan kronik bir bozukluktur. Bireyin, eylemlerinin sonuçlarını düşünmeden belirli maddeleri ya da davranışları çok istemesi veya beynin takıntılı şekilde ödüllendirme arzusu nedeniyle oluşabilir.
Bağımlı kişiler aşağıdaki davranışları sergileyebilir ya da deneyimleyebilirler:
Bağımlılık yapan şeyler zamanla kişileri olumsuz yönde etkileyerek günlük yaşamlarını sürdürmelerini zorlaştırabilir. Bunun nedeni hissedilen yoksunluk duygusudur. Bireyler, süreç içinde hafifleme ve nüksetmeden oluşan döngüyü zamanla kanıksayabilirler. Bir başka deyişle, kişi bir döngü içinde farklı zamanlarda davranışını / madde alımını azaltabilir veya artırabilir. Bu döngülerin yanı sıra, bağımlılık zamanla daha ileri safhaya da taşınabilir. Bu durum, kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bu nedenle bağımlılıkla mücadele eden bireylerin uzmanlardan ve sevdiklerinden destek alması hayati önem taşır. Senin ya da sevdiğin birinin bağımlılıkla karşı karşıya olduğunu düşünüyorsan yardım istemekten çekinmemelisin. Bu durumda danışacağın profesyoneller seni bağımlılık ve tedavisi hakkında detaylı bir şekilde bilgilendirecektir.
Bağımlılığın birçok belirtisi kişinin dürtü kontrol bozukluğu ve bozulan öz kontrolüyle ilgilidir. Bu öz kontrol bozukluğu aşağıdaki davranışları içerir:
Bağımlı olan kişiler, bağımlılığının sebep olduğu sorunların farkına varsalar da bu davranışlarını bırakmak için çaba sarf etmeyebilirler.
Bağımlılıkla alakalı bazı duygusal ve davranışsal değişiklikler şunlar olabilir:
Bağımlılık yapan şeyler denince akla ilk gelenler alkol ya da uyuşturucu madde bağımlılıkları olabilir. Fakat bağımlılık, birçok farklı çeşidi bulunan bir beyin hastalığıdır. Konu hakkında bilgilenmek, tedaviye giden yolda önemli rol oynar. Bağımlılık çeşitlerini madde bağımlılıkları ve davranışsal bağımlılıklar olarak iki ana kategoride incelemek mümkündür:
Davranışsal bağımlılıklar:
Madde bağımlılıkları:
Kimi davranışlar, bağımlılık yapan alışkanlıklar olarak görülmektedir. Buna karşın teknoloji, seks ve iş bağımlılığı Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından tanınmamasına karşın bunları davranışsal bağımlılık olarak tanıyan birlikler de bulunmaktadır. Bağımlılık durumunda bağımlı kişi “ödül”ünü almadığı takdirde olumsuz tepkiler verir. Bu, yoksunluk belirtileridir. Geliştirilen bağımlılığın bırakılması veya azaltılması halinde görülen bu durumda kişi, birtakım fiziksel ve zihinsel etkiler yaşayabilir. Yaşanılan süre ve yoğunluk ise bünyeye göre değişiklik gösterecektir. Örneğin, kafein bağımlılığı olan bir kişi bırakma durumunda baş ağrısı yaşayabilir. Vücut, farklı örneklerde uyuma güçlüğü, terleme, sinirlilik, ruh halindeki değişiklikler gibi başka belirtiler de gösterebilir.
Bağımlılık nedir sorusunu sorduğumuz bu içerikte, sıklıkla karşılan ve sağlık yönünden kritik madde bağımlılığının alt bir mercek tutmanın önemli olduğuna inanıyoruz:
Sigarada bağımlılık yapıcı ana kimyasal nikotindir. Nikotin bağımlılığı ile ilgili konuşurken dopamin nedir sorusunu es geçmemek önemlidir. Dopamin, sinir hücrelerine mesaj gönderen ve zevk ile ilişkilendirilen bir nörotransmitterdir. Nikotin kullanımı ile harekete geçen dopamin beyindeki ödül bölgesini uyarır. Bu da kişilere geçici bir “mutluluk” verebilir ve bağımlılığa neden olabilir.
Bu bağımlılığın, diğer madde bağımlılıkları gibi nüksetme riski vardır ve kişi hayatı boyunca bununla mücadele etmek durumunda kalabilir. Ek olarak sigara kullanımı, kalp hastalığı, felç, akciğer, boğaz kanserleri gibi hastalıklara sebebiyet vermektedir. Yeşilay’ın paylaştığı veriye göre her yıl 7 milyon kişi sigara nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Bir diğer adıyla madde kullanım bozukluğu, kişilerin beynine ve davranışlarına etki eden ve kontrol altına alamadıkları madde alımıdır. İlk etapta sosyal ortamlarda, eğlence amaçlı başlayan kişi, madde alımını sıklaştırabilir ve sonrasında kontrolü kaybedilebilir. Risk ve bağımlılık, kullanılan maddeye göre değişkenlik gösterebilir. Kullanan, eki altına girmekte zorlanması halinde doz artırımı yapabilir. Kullanımın istem dışı artması ve günlük hayatı etkileyecek duruma gelmesi halinde kişi, sağlık uzmanına başvurmalıdır.
Çoğu insan bir şeyleri kutlamak, iyi vakit geçirmek için alkol tüketmeyi tercih edebilir. Bununla birlikte alkolizmde birey, kendisine ve çevresine verebileceği zararın üzerinde durmadan çokça alkol tüketir. Nedenleri ve kişiler üzerinde etkileri farklı olacağından her birey alkolden eşit düzeyde etkilenmez fakat bağımlılığa ulaşınca kişinin sağlığını da tehlikeye atar. Karaciğer sirozu, kalp problemleri, kanser, hafıza kaybı bunlara verilebilecek örneklerdendir. Mental rahatsızlıklar bakımından ise depresyonu ve anksiyeteyi tetikleyebilir.
Bağımlılığın nedenini tek bir etken ile açıklamak pek mümkün değildir. Biyolojik, sosyal, psikolojik veya davranışsal faktörler, kişiyi bu hastalığa karşı daha az dirençli kılabilir. Bir görüşe göre, bağımlılık tablosu, birden fazla etken bir araya geldiğinde oluşmaktadır.
Bağımlılığın spesifik bazı sebepleri şunlar olabilir:
Beyin: Bazı kişiler bir maddeyi deneyip bir daha deneme ihtiyacı duymazken bazıları tek kullanımda bağımlı olabilir. Bu durum beynin ön loblarıyla alakalıdır.
Erken maruz kalma: Uzmanlar erken yaşta tekrar eden kullanımların riski artırdığına inanmaktadır.
Genler: Bağımlılığı tamamen genetik faktörler ile açıklayamasak da birtakım görüşlerin bu konuda genlerin de etkili olduğunu savunduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, biyolojik ailesinden farklı bir ailede büyüyen çocuklarla yapılan bir araştırmada, beraber yaşamamalarına rağmen bağımlılık riskinde gözle görülür bir artış gözlemlenmiştir.
Bağımlılık, altında yatan etken ne olursa olsun tedavi edilmediği ve kontrol altına alınmadığı sürecek kişinin hayatını olumsuz etkiler. Bu nedenle uygun tedavi yöntemleri bulunmalı ve derhal tedaviye başlanmalıdır.
Travmatik bir olay veya durum ile karşılaşan bireyler travma sonrası stres bozukluğu ile mücadele etmek durumunda kalabilirler. Doğal afet, büyük yaralanmalar, uğranılan cinsel ve fiziksel saldırılar veya kişinin sevdiği birinin vefatı travma sonrası stres bozukluğuna neden olabilir.
Yaşanan olumsuz durumlar ise kişiyi alkol, uyuşturucu veya başka bağımlılıklara karşı dirençsiz kılabilir. Bunun bir nedeni de vücuttaki endorfin hormonunun daha az üretilmesi olacaktır. Kişi, endorfin hormonunu artırıcı alkole ve depresyon, anksiyete gibi rahatsızlıkların etkilerini azaltmak için de ilaçlara yönelecektir.
Yapılan bir araştırma, özellikle çocukluk çağında yaşanan travmaların yetişkinlikte alkol bağımlılığına sebep olacağını ortaya koymuştur.
Bir beyin hastalığı olan bağımlılığın tanısı, alanında uzman psikologlar tarafından konulabilmektedir. Psikolog danışanı dinler, belirtileri inceler ve eğer aşağıdakilerden en az biri ya da birkaçı hastada gözlemleniyorsa bağımlılık tanısı konulabilir. Bu kriterler, DSM – 5- TR madde bağımlılıkları merkeze alınarak oluşturulmuştur:
Özetle, danışan yukarıdaki belirtilerden birini ya da birkaçını uzun süredir gösteriyorsa, bir beyin hastalığı olan bağımlılık tanısı konulacaktır. Tanının konulmasının ardından psikolog, danışana en uygun yöntemi belirleyecek ve danışan ile sürece başlanacaktır.
Artık bağımlılık nedir sorusunun cevabını, tehlike unsurunun sadece alkol ya da uyuşturucudan ibaret olmadığını, hayata olan etkilerini biliyorsun. Şimdi ise bağımlılık riski ile ilişkilendirilen faktörler üzerinde duracağız.
Özellikle madde bağımlılıklarında beynin de etkisi vardır ve kimi zaman yalnızca tek kullanım yeterli değildir. Birkaç kez tekrar eden kullanımların ardından kişi maddeye tamamen bağımlı hale gelebilir. Ancak riski artıran etken faktörlerden de bahsetmek mümkündür. Bağımlılık ciddi ve kişinin sadece kendisini değil aynı zamanda etrafındakileri de etkileyen bir tür bozukluktur. Bu noktada, riski artıran etkenlere değinmek doğru olacaktır.
Çevresinde madde kullanan yaşıtları olan kişiler madde kullanmaya daha çok meyilli olabilirler. Akademik olarak başarısız olma, sosyal açıdan başarısız ve yetersiz hissetme ayrıca kişileri madde kullanımına iten etkenlerden biri olabilir.
Ailesel faktörler madde bağımlılıklarında son derece etkili olabilmektedir. Araştırmalara ve gözlemlere göre aile bireylerinin madde ya da alkol kullanımı kişinin de alkol veya madde kullanan biri olma riskini arttırmaktadır.
Eğer kişinin maddeye ulaşma ya da maddi yönden erişme engeli yoksa, bu kişinin bağımlılığa daha çok meyil etmesine sebep olacaktır.
Özellikle madde kullanımlarında direkt damara enjekte edilen ya da duman soluyarak kullanılan maddelerde bağımlılık oluşma riski daha yüksektir. Bu çeşit kullanımlarda maddenin anında beyne nüfuz etmesi, vücuda rahatlama ya da mutluluk hissi verir. Bu durumda, kişi her stresli ya da endişeli olduğu durumda madde kullanımına başvurmayı tercih edebilir.
Tedavi programları her kişinin ihtiyacına ve durumuna göre kişiselleştirilmiş olmalıdır. Her bağımlılık çeşidi ve bağımlılığın şiddeti kişiden kişiye değişir. Bu nedenle, psikoloğunun senin için uygun bulduğu kişisel program uygulanmalıdır. En etkili tedavi yöntemlerinde emin olunmak istenen nokta ise tedavi edilen bireyin her adımı uyguluyor olmasıdır. İçeriğimizin bu kısmında, uygulanabilecek tedavi yöntemlerinden bahsedeceğiz.
Rehabilitasyonları da kendi içinde ikiye ayırmak mümkündür: Yatılı rehabilitasyon programı ve yatış gerektirmeyen rehabilitasyon programı.
Detoksifikasyon, alkolün ya da bağımlı olunan maddenin bağımlı kişinin vücudunda barınamayacak şekilde arınmasını sağlar. Bağımlı hastanın genelde bağımlılığın ciddi sonuç ve belirtilerinden kurtulmasını sağlayacak ilk adım olarak tedavisinde kullanılır. Bazı durumlarda, belirli maddelerin yoksunluk ve bırakma belirtilerinin şiddetini azaltmak için bazı ilaç tedavileri de uygulanabilmektedir.
Davranışçı bilişsel terapi, iyileşme sürecinde olan kişilerin kendilerinde olmalarını engelleyen ya da bağımlılığın nüksetmesine sebep olan düşünceleri ya da hisleri meydana çıkarmakta yardımcı olur.
Bu terapi çeşidinde bireyin bağımlılığı ile ilgili, obsesif kompulsif bozukluk gibi ciddi ruhsal bozukluklar tedavi edilir. Bu tedavi yöntemi genel olarak özgüveni artırmayı, stresle başa çıkma yöntemlerini öğretmeyi ve kişiyi süreçte daha kararlı kılmayı hedefler.
Bu terapi yöntemi, bağımlılıktan kurtulmak ya da iyileşmek için geleneksel yöntemleri izlemez, onların dışına çıkar. Bu terapi yönteminin en yaygın çeşidi tıpkı dağ tırmanışı gibi dışarıda hobi olarak yapılan aktivitelerdir.
Bütüncül terapi kişinin yalnızca genel ruh sağlığı durumuna odaklanmaz, ayrıca kişinin madde bırakımında karşılaşabileceği fiziksel belirtilerle de başa çıkmayı öğretmeye odaklanır. Bütüncül terapi, yoga, akupunktur, sanat terapisi ve rehber eşliğinde meditasyon içerebilir.
Bağımlılığın tanımına tekrar baktığımızda farklı çeşitleri olan ve her kişiden şiddetinin farklı gözlemlenebilecek bir ruhsal bozukluk olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle bağımlılık nedir sorusu herkes için farklı cevaplandırılabilir. Etrafındaki birinin özellikle madde bağımlılığı ile ilgili problemi olduğunu düşünüyorsan en yakın zamanda uzman birine danışabilirsin. Bağımlılığın tedavi edilmediği müddetçe kişinin kendisine ve çevresindekilere çok olumsuz etkileri olabilir.
Türkçe’ye “Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi” ismi ile kazandırılan emdr terapisi , travmatik anılar ve onun yarattığı strese odaklanır. Tedavi, bunun yanında depresyon, panik atak, yeme bozuklukları ve madde kullanım bozukluklarını tedavi etmek için de kullanılabilmektedir. Bununla birlikte metodun daha önce bipolar bozukluk, depresyon, anksiyete bozukluğu, psikoz gibi rahatsızlıklarla mücadele etmiş kişilere de fayda sağladığını belirten bir inceleme de mevcuttur.
İçinde bulunduğumuz durumu yönetmek zaman zaman zorlayıcı olabilir. Bununla birlikte durumu kabullenmek ve sağlık profesyonellerinden destek almak iyi bir ilk adım olacaktır. Bu noktada sana tavsiye edebileceğimiz şey online terapi olacaktır. Özellikle pandemi süreci ile daha çok sorulmaya başlanan online terapi nedir sorusu, kişilerin elektronik cihazlar aracılığıyla terapi hizmetine ulaşabileceği imkan şeklinde cevaplanabilir. Online terapi; farklı şehirde yaşamak, terapiye gitmeye vakit bulamamak, yabancı ortamda bulunmanın endişesi gibi faktörlerini aşmanı sağlar. Terappin ile bulunduğun yerde alanında uzman psikologlardan danışmanlık alabilir, sana uygun tedavi ile daha iyi hissedebilirsin.
Unutma, Terappin sadece bir tık uzağında!
Understanding alcohol use disorders and their treatment, American Psychological Association, 2012
Drug addiction (substance use disorder), Mayo CLinic, 2022
Tobacco and Nicotine Addiction, Healthline, 2018
Post-Traumatic Stress Disorder, Addiction Center, 2022
Treatment, Addiction Center, 2023
What Is a Substance Use Disorder?, American Psychiatric Association, 2020
EMDR beyond PTSD: A Systematic Literature Review, National Library of Medicine, 2017
What Is Withdrawal?, verywellmind, 2022
DSM 5 Criteria for Substance Use Disorders, verywellmind, 2022
Tütün bağımlılığı nedir?, Yeşilay
Sana en uygun online psikolog ile eşleşmek için testi çöz
BAŞLAİlk seansın %15 indirimli
Kod: BASLA15Terapine Şimdi Başla
Terapistleri GörüntüleTerappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.