Yazan: Terappin | 18 Ocak 2022 tarihinde yayınlandı. 16 Ocak 2023 tarihinde güncellendi.
“Güvensizlik nedir?” sorusunu sık sık sorar mı oldunuz? Sizin için bütün detaylarını açıklamak için buradayız. Güvensizlik sorunu günümüzde ilişkilerde oldukça büyük problemlere yol açabilmektedir. Güven; sağlıklı, güvenli ve tatmin edici ilişkilerin gelişmesini sağlayan temel taşlardan biridir.
İlişkileri sürdürülebilmek için güvenmeye ve güvenilmeye ihtiyaç duyarız. Çiftler, partnerlerinin hareketlerini, söylediklerini veya yaptıklarını sorguluyorsa bu, ilişkideki güven sorunu olarak adlandırılabilir.
Birçok kişinin herhangi bir ilişkide güvensizlikle karşılaşması ya da güvensizlik duyması kimi zaman normal olabilir. Ancak bu duyguyu aşmadan sağlıklı bir iletişim ve ilişkiye sahip olmak kolay olmayabilir.
Güvensizlik sorununu ele aldığımız bu yazıda, aşağıdaki şu soruları cevaplandırmaya çalışacağız.
Pistanthrophobia
Kıskançlık
Doğrulardan daha çok hatalara odaklanma
Diğer insanların söylediklerine inanmama
İnsanları kendinden uzak tutma
Erken çocukluk deneyimi
Zorbalık veya sosyal ret
Sağlıksız partnerlik ilişkileri
Travma veya Travma sonrası güvensizlik
Kişilik özellikleri
Romantik ilişkiler
Arkadaşlık ilişkileri
İş ilişkileri
Partnerinle iletişime geç
Güven duygusunun yeniden kurmaya gayret et
Öncelikle kendine güven
Bir uzmanla konuşmayı dene
Bilişsel davranışçı terapiyi düşün
Sıkça Sorulan Sorular:
Güvensizlik duygusu neden olur?
Güvensizlikten nasıl kurtulurum?
Aldatılan bir kadının güveni nasıl kazanılır? Bir erkeğin güveni tekrar nasıl kazanılır?
Güvensizlik nedir? Güvensizlik sorununu nasıl aşarız? Sağlıklı bir ilişkinin anahtarı nedir? Gibi soruların hepsini cevaplamak için Terappin ailesi olarak hazırız. Güvensizlik, ilişkilerdeki en büyük sorunlardan biri olabilir, bunu aşmak daha iyi kuvvetli bir ilişkiye sahip olmana vesile olabilir. Hazırsan, şimdi okumaya başlayarak daha fazlasını öğrenebilirsin!
Güvensizlik nedir? Yeterli derecede güven duygusu olmayan ya da güven sorunları olan bireyler partnerlerinin hareketlerini, cevaplarını kontrol etmeye meyillilerdir. Bir ilişkide güven eksikliği varsa, bu durum zararlı düşüncelere, davranışlara ya da duygulara sebep olabilir. Bu durumlara örnek olarak, olumsuz nitelikler, şüphelenme ve kıskançlık verilebilir. Zamanla, bu olumsuz davranışlar fiziksel ya da duygusal istismara yol açabilir.
Güven sorunları ayrıca aşağıdakilerle de bağlantılı olabilir:
Birçok insan ilişkide güven sorunları yaşamaktadır hatta herkes bir noktada şüphelenme duygusuna da kapılabilir. Önemli olan, sorunların farkına varmak ve hangi durumda yardıma ihtiyacın olabileceğini anlamaktır. Eğer sorunlar gitgide ciddileşiyor ve daha büyük sorunlar haline geliyorsa bir uzman yardımı almak şarttır.
Güvensizlik sorununun birçok belirtisi olabilir. Bu belirtilere verebileceğimiz bazı örnekler ise aşağıdaki gibidir:
Bu, kısaca insanlara güvenme korkusu olarak açıklanabilecek bir fobi türüdür. Bu fobiye sahip olan insanların geçmişlerinde güvendikleri insanlar tarafından ihanete ve hayal kırıklığına uğramış oldukları gözlemlenmektedir. Yani, geçmişte yaşananlardan dolayı insanlara güvenme korkusuna pistanthrophobia denir.
Güvensizlik sorunu yaşayan insanlarda genelde kıskançlık belirtileri de ilk olarak gözlemlenir. Kişinin ilişki içerisinde etraftaki diğer kişileri tehdit olarak görmesi ve bunu problem etmesi kıskanç davranışlar ve düşüncelere örnek olarak verilebilir.
Ayrıca her zaman en kötüsünü bekleme de güvensizlik sorunu belirtilerindendir. Bu belirtiyi gösteren bireyler genel olarak partnerlerinin doğru yaptığı şeylerden daha çok yanlış yaptığı davranışlara odaklanır ve bunu sorun haline getirir. Ayrıca, her durumda en kötü şeyin olduğunu düşünerek şüpheye düşmek de güvensizlik belirtilerindendir.
Güvensizlik sorunu yaşayan bireylerin, diğer kişilerin her söylediğinin doğruluğunu kontrol etmeye meyilli oldukları gözlemlenebilir. Karşılarındaki kişinin yalan söylemek ya da dürüst olmamak için bir sebebi yokken bile, birey söylenen şeyin doğruluğunu kendi kontrol edene kadar inanmayabilir.
Güvensizlik sorunu yaşayan bireyler, uzun ve anlamlı bir ilişki içerisinde olsalar bile kendilerini açma konusunda istekli olmayabilirler. Kendi duygularını ve hislerini paylaşmada hassas olup çekinme duygusu yalayabilirler.
Bu soruyu cevaplarken, öncelikle hayatındaki bütün ilişkileri düşünerek kendine sorabileceğin birtakım soruları, sonrasında ise partnerlik ilişkilerinde gözlemleyebileceğin durumları listelemeye çalıştık.
Güvensizlik ile ilgili sorabileceğin genel sorular:
Kendinde ya da partnerinde herhangi bir güvensizlik sorunu olup olmadığını anlaman için gözlemlemen gereken bazı davranışlar ise şu şekilde:
Yukarıda belirtilen belirtileri kendinde ya da partnerinde sıklıkla gözlemliyorsan, bir uzmana başvurmanı önerebiliriz. Güvensizlik nedir sorusunun yanıtının ardından belirtilerinin de detaylıca bilinmesi sağlıklı ilişkiye giden basamaklardan biridir.
Yapılan çalışmalar, bireylerin yaşadığı güven eksikliğinin genellikle daha önceden yaşamış oldukları olumsuz sebeplerden kaynaklandığını gösteriyor. Güven konusunda verilebilecek olumlu örnekler ise ailemizle, arkadaşlarımızla kurduğumuz yakın ilişkilerdir. Onarla yaşadığımız güvenilir, samimi ilişkiler diğer insanlara da bunu yaşayabileceğimizi bize gösteren fırsatlardır. Hayatımızın çekirdeğinde yer alan insanlarla güven problemi yaşamamız ise genel bir yargı olarak insanların güvenilmez olduğunu düşünmemize yol açabilir.
Psikanalist Erik Erikson’a göre bu güven, bebekliğimizde hayatımızın ilk günlerinden itibaren tesis olunur. Güven veya güvensizlik aşaması olarak adlandırılan bu evrede bebek, kendisine gösterilen bakıma güvenip güvenemeyeceğini keşfeder. Bu da gelişimin gidişatını belirlemek konusunda önemli bir olgu olarak hayatımızda yer alır. Tam olarak bu noktada destekleyici ebeveynler ile büyüyen çocukların, yetişkinlik süreçlerinde de sağlıklı ilişkileri daha rahat kurduklarını söyleyebiliriz.
Özellikle çocukluk döneminde maruz kaldığımız zorbalık veya herhangi bir sebepten karşı karşıya geldiğimiz sosyal dışlanma, güvensizlik yaşamamıza neden olabilir. Kişilerin daha önce incitilmesi nedeniyle kırılganlaşması, onu yetişkinlik döneminde de kuracağı ilişkilerde de güven problemi yaşayabilir.
Duygusal manada istismara uğramamıza neden olan partnerlik ilişkisi de sonraki partnerlik ilişkilerinde güven sorunu yaşamamıza neden olabilir. Kişi önceki partneriyle yaşadığı olumsuz deneyim nedeniyle sonraki partnerinin de onu inciteceğini ve duygusal manada ondan yararlanacağını düşünüyor olabilir.
Kişinin zihinsel sağlık koşulları veya yaşadığı travmalar kişinin kendini başkaları ile olan ilişkisinde nasıl gördüğünü etkiler ve güvensizliğe neden olabilir. Güven ile ilgili problemler, bu noktada travma sonrası stres bozukluğunun belirtilerinden biri olarak karşımıza çıkabilir.
Bazı kişiler, taşımış oldukları karakter özellikleri nedeniyle güvensizlik yaşamaya daha meyilli olabilirler. Nevrotik kişilerin bu durumla karşılaşma olasılığın diğerlerine göre daha fazla olması bu konuda verilebilecek örneklerden biri olabilir. Ek olarak, kontrol odağı şeklinde adlandırılan özelliğin de bu konuda etkisi olabileceği belirtilir. Kavram, kişinin başından geçen olaylar üzerinde ne kadar kontrol sahibi olduğuna dair inancı ile ilgilidir. Bazı insanlar yaşadıklarını daha çok dış etkenlere bağlarken bu kişiler kaderlerini büyük ölçüde kendilerinin tayin ettiklerine inanırlar
Konu güvensizlik olunca aklımıza gelen ilk şey romantik ilişkilerdeki güvensizlik sorunu olabilir. Bununla birlikte arkadaşlıklarımızda, iş veya aile ilişkilerimizde de bu problemi yaşayabiliriz. Güvensizlik, her türlü ilişkimizdeki iletişim eksikliğinden kaynaklanabilir ve çatışmalara neden olabilir.
Güven sorunu yaşayan bireyler, sıkça romantik ilişkilerde de partnerlerine güvenmekte zorlanırlar. Bu durum da ilişkinin içindeki güvene bağlı sadakatsizlik, bağlanmaya karşı zorlanma ve isteksizlik gibi problemlere de yol açabilir.
Arkadaşlık ilişkisinde de gözlemleyebileceğimiz güvensizlik ise hayal kırıklığı, ihanet veya kandırılma korkusundan meydana gelebilir. Geçmişte başkaları ile yaşanan olumsuz tecrübeler, hayal kırıklıkları ve örselenen güven de ilerideki ilişkileri kötü anlamda etkileyebilir ve yeniden güven tesis edilmesi zorlaşır.
Bazı zamanlarda kişinin bağlı olduğu işyerindeki iş arkadaşlarına güvenmemelerinin birtakım sebepleri olabilir. Kişi, kendisine karşı bir tavır alındığından veya ona komplo kurulduğundan endişelenebilir. Bununla birlikte bazı insanlar, iş arkadaşlarına güvenmenin çok da gerekli olmadığını savunabilirler.
Birlikte ilişki içinde olduğumuz bireylerle yaşadığımız güven problemi, hayatımızın çeşitli alanlarına sirayet edebilir. Romantik ilişkilerimizin daha kaygılı olmasına, arkadaşlıklarımızın daha zor sürdürülmesine ve işyerinde yaşayabileceğimiz gerginliklere neden olabilir.
Eğer sen ya da sevdiğin biri güvensizlik sorunlarıyla karşı karşıya ise, yalnız olmadığını muhakkak bilmeli. Ayrıca, daha sağlıklı, güven ve sevgi dolu romantik ya da aile ilişkileri kurmanın yolları bulunmaktadır. Güvensizlik sorunun aşmanın bazı yolları:
Partnerle doğrudan ve dürüst iletişime geçmek güven duygusunun yeniden kurulmasının anahtar öğelerinden biridir. Her zaman partnerinle iletişime geçebileceğini ve konuşabileceğini aklında bulundurmalısın.
Güvensizlik konusu ile ilgili belirtebileceğimiz en kritik konulardan biri de kontrol ve güven kavramlarını birbirinden ayırmak olacaktır. Kıskançlıkta da karşımıza çıkabilen bu durumda kişiler aldatılmış veya kendisinden faydalanılmış gibi hissedebilirler. Bu olumsuz tecrübeler, kişiyi incitmekle birlikte kontrol edebileceği bir durumlar değildir. Her durum üzerinde kontrol sahibi olmayı istemek ise uzun vadede ilişkiyi yıpratacaktır.
İnsanları hayatımıza kabul etmek hatta bazı durumlarda onları affetmek önemlidir. Yakın ilişkilerde güven duygusunun artırılması için 4 genel faktör vardır:
1) Dürüstlük ve bütünlük
2) Savunmasızlık
3) Anlayış
4) Doğrudan iletişim
Eğer arkadaşın ya da sevdiğin biri güvensizlik sorunu yaşıyorsa, bütün kişisel etkileşimlerinizde dürüst ve doğrudan olmayı hedeflemelisiniz. Bir sorunu doğrudan iletişim kurarak konuşmak, anlayışla yaklaşmak kaybedilen güven duygusunun geri kazanılmasına katkıda bulunacaktır.
Güven konusunda atılabilecek önemli adımlardan biri de kendimize güvenmemiz olacaktır. Bu, kişinin kendini veya seçimlerini hiçbir zaman sorgulamayacağı anlamına gelmez. Aksine başkaları ile olan ilişkilerimizde öz farkındalığımızı geliştirmemiz anlamına gelir. Farkındalık ile beraber geçmiş ve gelecek duygularımız yerine şu an ne hissettiğimize odaklanabiliriz.
Sorunların farkında olmak ve bunları aşmak için çaba sağlamak çok önemlidir. Ancak, duygularınızın kontrolden çıktığını düşündüğün noktada bir profesyonel yardıma başvurman gerektiğini unutmamalısın. Danışacağın uzman, güvensizlik ile baş etmen konusunda sana yardımcı olacaktır. Süreç sana neden bu durumla karşı karşıya kaldığını, keşfedebileceğin yeni çözüm yollarını ve güveni nasıl tekrar inşa edebileceğini bulmanda yardımcı olacaktır.
Bu terapi çeşidi, bireyin güvensizlik sorununun kaynaklarına inmeye yardımcı olur. Bilişsel davranışçı terapi konuşma yoluyla yapılan terapi çeşididir. Terapistler, düşüncelerin davranışları etkilediğine inanır. Bu terapi çeşidinde ise danışan, uzmanla kendi sorunları hakkında konuşarak aşmaya çalışır. Terapist, danışan kişinin sorunlarının kaynağını bulup bu durumlarda nasıl farklı davranabileceğini ve düşünebileceğini öğretmeyi hedefler.
Yapmak istemediğin davranışları yapmış biri olarak bunların sana sürekli hatırlatılması zor ve yıpratıcı olabilir. Sorunların altında yatan nedenleri tanımlamak, bunun üzerinde iki tarafın da emek göstermesi ve buna istekli olması önemlidir. Bununla birlikte o davranışı artık tekrarlamayacağını, yalan, sır veya sadakatsizliğin artık olmadığını belirtmen ve davranışlarına yansıtman önemlidir.
Kurduğunuz iletişimde dürüst ve şeffaf olmak, samimi bir özür dilemek önemlidir. İletişiminizdeki çatışmayı sürdürecek şekilde bir diyaloğa girmekten kaçınmalısınız. Geçmişte yaptığın davranışı onun eylemleri ile meşrulaştırmaya çalışmak ilişkiyi şu an olduğundan daha iyi bir noktaya taşımayacaktır.
İlişki içerisinde güven duygusu daha önceden zarar gördüyse onu yeniden inşa etmek için iki tarafın da sabırlı olması gerekiyor. Bu konuda uygulayabileceğiniz adımlara örnek olabilecek aşamaları sıralayalım:
Sıkça Sorulan Sorular:
Güvensizlik duygusu neden olur?
Bilinmelidir ki, güvensizlik sorunu olan kişiler bu sorunla doğmazlar. Güvensizlik duygusuna kapılan bireyler bu duyguyu birçok yaşanılan geçmiş deneyimler dolayısıyla bu sorunla baş etmeye çalışırlar. Geçmiş deneyimleri, onları partnerlerinin güvenilmez olduğuna inandırmış olabilir. Hatta bu deneyimlerin genel olarak romantik ilişkilerden edinilmiş olması da şart değildir.
Güvenmemek ne demek?
Güven; sağlıklı, güvenli ve tatmin edici ilişkilerin gelişmesini sağlayan temel taşlardan biridir. Güvensizlik duygusu daha önce yaşanmış kötü tecrübeler, sağlıksız partnerlik ilişkileri, çocukluk döneminde yaşanan zorbalık, dışlanma, hayatın belli döneminde yaşanan travmalar veyahut bazı kişilik özellikleri, bireylerin güvensizlik duygusu yaşamasına neden olabilir.
Güvensizlikten nasıl kurtulurum?
Açık ve güvenilir bir iletişimle, güvensizlik sorununu merkeze alarak bunu çözmeniz mümkün olabilir. Bu noktada karşı taraf üzerinde kontrol kurmak ve ona güvenmek arasındaki çizgiye dikkat edilmeli, kişinin kendisi de karşı tarafa güven vermelidir.
Bazı durumlarda bireyler, bu problemi çözmekte zorlanabilirler. İşte tam da bu durumda bir uzman ile görüşmek yeni yollar bulmayı ve güveni tekrar inşa etmeyi sağlayabilir.
Aldatılan bir kadının güveni nasıl kazanılır? Bir erkeğin güveni tekrar nasıl kazanılır?
Bu süreçteki iletişimin şeffaf ve dürüst olması, tarafların bu konuda gerçekten istekli olması oldukça önemlidir. İçten bir şekilde özür dilemek, güvensizlik yaratan davranışın tekrarlanmayacağını belirtilmeli ve tekrarlanmamalıdır. Bununla birlikte yapılan davranışın karşı tarafın davranışlarına bağlanması çatışmayı artırıp, ilişkiyi olumsuz etkileyecektir.
Terappin'in uzman klinik psikologları ile daha huzurlu bir hayata ulaşabileceğin terapi yolculuğuna ilk adımı at.